2 Kasım 2022 Çarşamba

 REKREASYONUN TARİHSEL GELİŞİMİ

 

Tarihsel araştırmalar göstermiştir ki geçmiş kültürlerin hemen hemen hepsinde rekreaktif olarak nitelendirilebilecek faaliyetler yer almaktadır.

Bu faaliyetler genellikle dinlenme ve eğlenceyle ilgili olmuş ve kimi zaman bireysel kimi zaman grup halinde gerçekleştirilmiştir.

 Eski çağlardan günümüze kadar uzanan bu faaliyetler geçen zaman içinde çeşitlenerek artmıştır.

Tarih öncesi dönemde rekreasyon daha çok insanın yaşam mücadelesi ile ilgilidir (avlanmak, balıkçılık vb.).

Ancak bunun dışında mağara boyamak, resim çizmek ve güreşmek gibi rekreasyon faaliyeti olarak sayılabilecek faaliyetlerin de yapıldığı bilinmektedir.

Eski Mısır’da ise rekreasyon faaliyetlerine daha çok zengin ve üst düzey sınıflar katılmaktaydı.

Faaliyetler daha çok bu sınıfların boş zamanlarını değerlendirme amacıyla düzenleniyordu.

Bu dönemdeki rekreasyon faaliyetlerinin çoğunluğu sportif faaliyetler, savaş oyunları, avlanma ve danstan oluşuyordu.

Eski Yunan şehirlerinde rekreasyon faaliyetlerinin çoğunluğunu spor gösterileri, bilim, felsefe ve güzel sanatlar ile ilgili aktiviteler oluşturuyordu ve agoralar halkın rekreasyon için bir araya geldiği önemli toplantı merkezleriydi.

 Eski Yunan şehirlerinde bulunan açık hava tiyatroları da  rekreasyon aktivitelerinin yapıldığı diğer önemli yerlerdir.

Roma Döneminde yapılan rekreasyon aktiviteleri içinde en göze çarpanı ise gladyatör dövüşleriydi.

 Ancak bu faaliyete katılanlar daha çok kölelerden oluşmaktaydı.

Romalılar ise izleyici, diğer bir ifade ile pasif katılımcılardı.

 Bu dönemde yapılan diğer rekreasyon aktiviteleri de, zengin malikânelerinde düzenlenen eğlencelerdi.

Orta çağda ise rekreasyon faaliyetleri daha çok lordlardan oluşan yüksek sınıfın boş zamanlarında gerçekleştirdikleri aktivitelerden oluşmaktaydı.

Lordlar bayanların izleyici olarak davet edildiği savaş turnuvaları düzenlerlerdi.

 Ayrıca bu dönemde bayanlar da kendi aralarında ev içinde çeşitli aktiviteler düzenlerlerdi.

Rönesans, klasik sanat ve edebiyatın doğuşunu temsil etmektedir.

 Bu dönemde pek çok zengin aile boş zamanlarını opera, sergi ve tiyatroya giderek değerlendirirlerdi.

Bu dönemde yapılan rekreasyon faaliyetleri daha çok sanatsal aktivitelerden oluşan ve pasif nitelikli aktivitelerdir.

19. yüzyılda başlayan sanayi devrimi rekreasyon tarihi içerisinde önemli bir yere sahiptir.

Bu dönemde endüstrileşme ve fabrikaların sayısının artması nedeniyle şehirlere büyük göçler yaşanmıştır.

 İnsanlar yoğunlaşan iş hayatı, nüfus artışı ve büyük şehirlerden sıkılarak kendilerini rahatlatabilecekleri rekreasyon alanlarının arayışı içerisine girmişlerdir.

 Bu arayışlar günümüz rekreasyon anlayışının temellerini oluşturmuştur.

Tüm insanlık tarihinde ve geçmiş kültürlerde, rekreatif faaliyetlere rastlanılmaktadır.

Türkiye’deki rekreasyonel durumun incelenmesi için ise öncelikle Türk toplumunun yaşam biçimlerinin oluşumunda etkili olan Anadolu öncesi Türk toplumlarının, Selçukluların, Osmanlı İmparatorluğu’nun ve batılı toplumlarının rekreasyonel durumlarının incelenmesi yararlı olacaktır.

 Anadolu öncesi Türk toplumlarında, insanlar kadın erkek ayrımı yapmadan tarım ve hayvancılıkla uğraşır, savaş hazırlıkları yaparlardı.

 Atıcılık, silah kullanma, savaş taktikleri gibi birçok etkinliklerle vakit geçirirlerdi

 Çalışma saatleri dışında ise; savaş hazırlıkları oyuna dönüşür, özellikle at üzerinde birçok oyunlar oynarlardı.

Selçuklu döneminde lonca zanaat örgütlerinin doğması ve ahilik geleneği, Türklerin rekreasyon yaşamına yön vermiştir.

Lonca üyesi olan erkekler iş bitiminde yemekli toplantılarda bir araya gelirlerdi.

Ahilik, köylere, hatta göçerlere kadar, spor ve şenlikleri götürmüştür.

 Ahilik teşkilatı, bu tür etkinliklerle bizzat ilgilenmiş, kendi tüzüklerine göre gençlerin sportmence yetişmesi için özen göstermiştir.

 Osmanlı döneminde, rekreasyon alışkanlıkları daha çok eğlence ağırlıklıdır.

 Kadınların, evlerde masal ve hikâye anlatma, saz çalma ve şarkı söyleme ile erkeklerin ise kahveye gitme, yabancıların uğraştığı spor müsabakalarını izleme, bunun yanında avcılık, atıcılık gibi etkinliklerle ilgilenerek boş zamanlarını değerlendirdikleri görülmektedir.

 Aynı dönemde batılılaşma sürecine giren Türk toplumunun  rekreasyon yaşamında değişimler görülmüştür.

Avrupa’da moda olan bisiklet, rugby, kriket, polo, tenis, beysbol ve hentbol gibi sporlar azınlıkların tercih ettiği spor branşları olmuştur.

 Bunun yanında tiyatrolar ve müzikli gazinolar da bu süreçte popüler olmaya başlamıştır.

 Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile birlikte, hızla artan sanayileşme ve bunun sonucu ortaya çıkan kentleşme rekreasyon ihtiyacını arttırmıştır.

 Tatil kavramının çalışan kesimle beraber toplumda yaygınlaşması, gelir düzeyinin yükselmesi, eğitim imkânlarının artması, ulaşım ve haberleşmedeki yenilikler ve dışa açılma gibi nedenler, çalışma dışı zaman içinde boş zamanın kullanılması ve değerlendirilmesinin gerekliliği sonucunu ortaya koymuştur.

Cumhuriyetin ilanından sonra devlet, toplumun sanat, kültür ve spor yaşamını geliştirmek amacıyla önemli atılımlar gerçekleştirmiştir.

1933 yılında kurulan Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü, 1936 yılında kurulan konservatuar, 1949 yılında kurulan Devlet Tiyatroları, Devlet Senfoni Orkestrası ile Devlet Opera ve Balesi ve 1989 yılında kurulan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bu atılımlara birer örnektir.

 Ayrıca birçok üniversitede açılan rekreasyon bölümleri ve birçok şehirde kurulan rekreasyon alanları rekreasyona verilen önemin diğer göstergeleridir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

REKREASYON EĞİTİMİNİ PROGRAMLAMA SÜRECİ   Rekreasyonel etkinliklerin bireylerde gelişim sağlaması eğitim programları ile olanaklıdır. ...