REKREASYON YÖNETİMİNDE KARAR VERME
Karar verme, var olan seçenekler arasından en
uygun hareket biçiminin seçilmesidir.
Yöneticilerin temel görevi karar vermektir.
Organizasyonun hangi kademesi olursa olsun,
hangi konularla uğraşılırsa uğraşılsın, yöneticinin vazgeçemeyeceği en önemli
iş karar vermektir.
Bununla birlikte yöneticiler devamlı bir
şekilde, ne yapılacağını, kimin yapacağını ve ne zaman nerede ne şekilde
yapılacağını seçmek durumundadır.
Karar verme, var olan seçenekler arasından en
uygun hareket biçiminin seçilmesidir.
Faaliyet gösteren örgütlerin başarısı, büyük ölçüde
yöneticilerin alacağı kararlara ve bu kararların isabet derecesine bağlıdır.
Kısıtlı örgütsel kaynakların verimli bir şekilde
kullanılması her şeyden önce, yöneticilerin alternatif çözüm yollarından
birisinin ya da diğerinin seçimi niteliğinde alacağı kararla sağlanmaktadır.
Alınan kararların örgütün başarısına
ilişkin bir ölçüt olması nedeniyle, karar verme oldukça önemli bir konuma
sahiptir.
Doğru ve yerinde verilen kararlar, işletmeyi her
zaman başarıya götürür ve saptanan amaçlara ulaştırır.
Hatalı bir karar ise işletmeye ek maliyet gideri
yükleyebilir ve hatta işletmenin ekonomik sistemde yok olmasına neden olabilir.
Yöneticiler birçok karar verir.
Bu kararlar karar verme metodunun açık ve
anlaşılır olması için çok önemlidir.
Kararlar, üç sınıfa ayrılabilir.
Bunlar, kurumsal ve kişisel kararlar, temel ve rutin
kararlar, programlanmış ve programlanmamış kararlardır.
Kurumsal ve kişisel kararlar; kurumun
üyesi olarak değil, şahıs olarak yöneticiye bağlı bir karardır.
Böyle kararlar bir başkasına devredilemez.
Temel ve rutin kararlar: Temel kararlar,
örgütün uzun süreli yükümlülüklerini ilgilendiren ve refahını önemli
şeklide etkileyebilecek kararları içermektedir.
Rutin kararlar ise, işletmenin sürekliliğin
sağlamak adına alınan ve genelde günlük işlemleri kapsayan kararlardır.
Temel kararlara göre daha az öneme sahip olan
kararlardır.
Programlanmış ve programlanmamış kararlar: Programlanabilen
kararlar, rutin, tekrarlanan, karar süreci içinde rosedürleri
belirlenebilen, kişiden ziyade sistemi vurgulayan özellikteki kararlardır.
Programlanamayan kararlar ise daha çok kişiye
bağlı olan, prosedürlere bağlanması zor olan, yaratıcılığın ağır bastığı ve
çoğu kez bilinmeyenlerle dolu bir ortamda yapılan stratejik nitelikteki
seçim işlemi ile ilgilidir.
Kararlar; kurumsal ve kişisel kararlar, temel ve rutin
kararlar, programlanmış ve programlanmamış kararlar olarak üç sınıfa
ayrılabilir.
Yönetimde karar verme; nedenleri, potansiyel
karar seçeneklerini, bu seçeneklerin sonuçlarını ve bu seçenekler
arasından seçim yapılmasını içeren bir süreç olarak düşünülebilir.
Diğer alanlarda olduğu gibi rekreasyon
yönetiminde de karar verme bir süreçtir ve bu süreç belirli aşamalardan
oluşmaktadır.
Karar verme süreci şu dokuz aşamadan
oluşmaktadır:
1. Problemin
tanımlanması:
Problemin tanımlanması çok basit
görünmesine rağmen çoğu zaman yapılması en zor olan şeylerden biridir.
Problem spesifik olarak tanımlanırsa çözümün bulunması
oldukça kolaylaşır.
Ayrıca verilen kararın, neye ulaşmak istediği
açık bir şekilde belirlenmelidir.
2. Problemin nedenlerinin belirlenmesi için
bilginin toplanması ve incelenmesi:
Hangi gerçeklere ve bilgilere ihtiyaç duyuluyor?
Bu bilgiler ne zaman gerekiyor?
Kısıtlar ve diğer sınırlayıcı faktörler neler? vb.
sorulara bu adımda cevap verilmelidir.
3. Başkalarına danışmak ve onların fikirlerini
almak:
Başka insanlar düşüncelere farklı şekilde
bakabilir.
Rekreasyon yöneticileri, alınan kararların kimi
etkileyeceğini ve bunun olası sonuçlarını oluşturulan gruplarla tartışarak
belirlemelidir.
4. Seçeneklerin ve alternatiflerin
belirlenmesi:
Yapılabilecek tüm eylemlerin
değerlendirilmesi gerekmektedir.
Beyin fırtınası yapılarak, istenilen sonuçlara
ulaşmanın farklı yolları bulunabilir.
5. Kararın yol açacağı etkilerin
değerlendirilmesi:
Yapılan uygulamalar problemi
çözebilir ancak daha büyük problemlere de yol açabilir.
Bu bağlamda rekreasyon yöneticisi, alacağı
kararın etkilerini uzun vadeli düşünmelidir.
6. Kararın alınması ve eyleme geçilmesi:
Alınan kararlar açık ve kesin olmalıdır.
7. Kararın iletilmesi:
Karar ilgili kişilere iletirken, yönetim
hakkaniyetli bir şekilde davranmalıdır.
Kararın alınmasında çalışanlar da dâhil
olmuşlarsa bu çok daha kolay bir şekilde gerçekleştirilebilir.
Kararın iletilmesi özen, zamanlama ve hassasiyet
içermelidir.
Daha önemlisi, kararın neden alındığı iyi
açıklanmalıdır.
Bazı rekreasyon yöneticileri çalışanları iyi bir
biçimde bilgilendirmelerine rağmen müşterilere bu kararın neden alındığını
açıklamamaktadırlar.
Bunun nasıl yapıldığı da çok önemlidir.
Çalışanları bilgilendirirken bu durum
kolektif olarak ele alınmalı, açık ve dürüst bir şekilde dedikoduya ve
yanlış anlaşılmalara meydan vermeden alınan karar açıklanmalıdır.
8. Kararın uygulanması ve izlenmesi:
Bu adım insanların birlikte
bilgilendirilmesini ve kararın yazılı bir şekilde ifade edilmesini içerir.
9. Değerlendirme, geri besleme ve
değişikler:
En tartışmalı kararların bile başarılı
olup olamayacağını görmek için zamana ihtiyaç vardır.
En iyi hazırlıklar bile kötü kararların alınmasına
neden olabilir.
Eğer alınan kararın yanlış olduğu kanıtlanırsa,
yöneticilerin cesaretle bunu kabul etmesi ve yeniden denemesi gereklidir.
Yönetim işlevlerinin tamamı yöneticinin
öngörmek, karar vermek, geliştirmek işlemlerini yapma yeteneğine bağlıdır.
Diğer yöneticilerde olduğu gibi rekreasyon
yöneticileri de sürekli olarak farklı şekillerde karar vermek
durumundadır.
Rekreasyon yöneticisinin işi, düşünsel
becerileriyle seçimler yapmak ve yargılamaya ve yönergelere dayanan akılcı
kararlar almaktır.
Bununla birlikte yönetim hiyerarşisine göre
farklı düzeylerde yer alan rekreasyon yöneticilerinin almak zorunda
oldukları kararlar farklılıklar gösterecektir.
Rekreasyon yönetiminin en alt seviyesinde
bulunan alan yöneticileri, genellikle rekreatif faaliyetlerin sağlıklı bir
biçimde devamlılığını sağlamak üzere, yoğun şekilde rutin ve programlanmış
kararlar alırlar.
Orta düzey yöneticiler ise rekreasyon
aktivitelerinin yönetimi ve özellikle koordinasyon aşamasında, genellikle
karşılaşılan sorunlar karşısında programlanmamış kararlar almak
durumundadırlar.
Rekreasyon yönetiminin başında bulunan üst düzey
yöneticiler; yönetim fonksiyonlarının yerine getirilmesi ve rekreasyon
merkezlerinin planlanması gibi kritik konularda temel ve kurumsal kararlar
almak durumundadırlar.
Rekreasyon yönetiminde; alan yöneticileri de dâhil
olmak üzere, diğer alanlarda olduğu gibi büyük kararların başkalarına
danışarak alınması büyük önem arz etmektedir.
Bu nedenle yöneticilerin, karar alma sürecine
grupların dâhil edildiği bir işteki grup davranışlarını anlayabilecek
yetenekleri geliştirmeleri gerekmektedir.
Ne tarz davranışlar grubun birlikteliğini pekiştiriyor
ve grubun ortak kaynaklarının ve güçlerinin daha iyi kullanılmasını
sağlıyor?
Ne tarz davranışlar ise grubun dikkatini dağıtıyor ve
grubu amaçtan uzaklaştırıyor?
Yöneticinin bu sorulara cevap verebilmesi
gerekmektedir.
Oluşturulan gruplar birincil ve ikincil olarak
ikiye ayrılabilir.
Birincil gruplar ortak bir görev için bir araya gelmiş, daha az
kişiden oluşan gruplardır ve bu kişiler genelde birbirini tanıyan birbiriyle
iletişimi olan kişilerden oluşurlar.
İkinci gruplar ise daha fazla kişiden meydana gelirler ve hiçbir
üye bir diğeri hakkında tam bir yargıya sahip değildir.
Gruplar bu sınıflandırmanın dışında
oluşturulmalarına göre resmi ve gayri resmi olarak da ikiye
ayrılabilirler.
Gruplarla ilgilenen bir rekreasyon
yöneticisi, birincil grubun davranışlarını anlamalı ve onların
standartlarına, geleneklerine ve ortak ihtiyaçlarına saygı göstermelidir.
Birlikte çalışan, yeni gelen üyeleri çabuk
kabullenen ve iyi ilişkilerini koruyabilen gruplar, yönetimsel amaçlara ulaşılmasına
yardımcı olurlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder