2 Kasım 2022 Çarşamba

 KÜLTÜR TURİZMİ

 

Kültür Turizmi

Kültür turizmi içinde önemli bir miras öğesi olarak yer alan gastronomi, dünya mutfaklarının sunulmasında ve tanıtılmasında ön plana çıkmakta ve dünyada ve Avrupa’da yiyecek içecek kültürüne verilen önem gittikçe artmaktadır.

 Başka bir ülkeyi ziyaret eden insanların beklentileri arasında, yeni yerler görmenin ve yeni kültürleri tanımanın yanında, yeni tatlarla tanışma ve farklı tecrübeler yaşama arzusu da yatmaktadır.

Bir sosyal etkinlik olarak yemek pişirme de seyahat nedenlerinden biridir.

 İnsanlar farklı tatlar tatmanın yanında bu tatları yapmayı öğrenmek istemektedirler.

 Yemek, bir toplumun kendisini ve yaşama tarzını ifade şeklidir:

 Yemek ve yemek kültürü, bir bölgenin kültürel sembolü olarak kabul edilebilmekte ve yerel yiyecekler yerel kültürün bir parçasını oluşturmaktadır.

 Gastronomi, kültürel bir ürün olduğu kadar, bir kültürel ürünün tamamlayıcısı durumundadır.

 

Gastronomi Turizmi

 Gastronomi Kavramı

 Gastronomi, gıda bilimini, yemek sanatını ve lezzet yaratıcılığını birleştirerek beslenme zevkini ortaya çıkarmaktadır.

Yiyecek ve içecek kültürü, kültürel kimliği oluşturmada ve desteklemede kullanılabilmektedir.

 Yerel yemek kültürü bir destinasyonun sahip olduğu en değerli çekiciliklerden biri olarak nitelendirmektedir.

 Gastronomik çeşitlilik, bulunduğu bölgede yemek yapma ve yeme alışkanlıklarının korunmasını ve gelişmesini sağlamıştır.

 

Gastronomi, “insan refahı ve gıdasını ilgilendiren her konuda sağlanmış kapsamlı bilgi birikimidir”ve sağlığa uygun, iyi düzenlenmiş, hoş ve lezzetli mutfak, yemek düzeni ve sistemidir.

 Gastronomi, insanların tüketimi için yiyeceklerin seçilmesi, birleştirilmesi, hazırlanması, işlenmesi, servis edilmesi ve yiyecekten  zevk alma sanatıdır.

 Gastronominin çoğu zaman kimya, biyoloji jeoloji, edebiyat tarih, antropoloji, müzik, tarım, felsefe, psikoloji ve sosyolojiden bir anlayış ve değerlendirme içerdiğini ve bu yönüyle gastronominin disiplinler arası bir alan olduğu belirtilmektedir.

 Gıda, tarih öncesi çağlardan beri seyahat ile ilişkilendirilmiştir.

  Gastronomi turizminin kökeni tarım, kültür ve turizmde yatmaktadır.

 Bu üç unsur, gastronomi turizminin bölgesel bir çekicilik ve deneyim olarak pazarlanmasına ve konumlandırılmasına fırsat sağlamaktadır.

 Tarım; ürünü sunmaktadır, kültür; tarihi ve otantikliği, turizm ise alt yapıyı ve hizmetleri sağlamaktadır.

 Tüm bu unsurlar gastronomi turizmi altında buluşmaktadır.

Gastronomi turizmi, hem yeme içme amaçlı yapılan bir turizm faaliyeti hem de yeme içme ile bilgilenmeyi birleştirebilen uygulamaları kapsamaktadır.

 Gastronomi turizmi sadece otellerde turistler için yiyecek içecek sunumu değil, aynı zamanda turistlerin yiyecek ve içecek arayışı, bunlardan hoşlanma ve kültürel olarak bilgilenme amacı ile  seyahat etmesidir.

 

 Gastronomi Turizmi ve Gastronomi Turisti

Gastronomik kültürün yayılması büyük ölçüde yüksek gelir ve eğitim seviyesine sahip kişiler sayesinde olmuştur.

Dünyada ender bulunan yiyecekleri tatmak için farklı ülkelere seyahat eden bu kişiler “gastro turist” olarak adlandırılmaktadır.

 Gastro-turistlerin, öncelikli motivasyonu yerel yemekleri tatmak olan kişilerdir.

 Yeni, farklı ve yöreye özgü lezzetlerin tadımının gerçekleştirilmesi, yöreye ait farkındalıkların yaratılması ve bunların turistler tarafından fark edilip deneyimlenmesi bazı turist profilleri için bölge ya da yörenin tercihinde önemli rol üstlenmektedir.

Turistler bir destinasyonda yiyecek ve içecek tüketimini sadece fizyolojik nedenlerle değil yerel mutfakları öğrenme şeklinde kültürel motifler, prestij ve statü gibi sembolik anlam, sosyal ilişki kurma ve eğlenme yönleri ile de gerçekleştirmektedir.

 Gastronominin yöreye katma değer yaratmasını  birkaç başlık altında toplayabiliriz;

-Gastronomi; destinasyona yeni turistlerin çekilmesini sağlayabilir.

 -Yerel kültürü deneyimleme aracıdır.

 -Turist deneyimine değer katar.

 -Turist harcamalarını arttırır.

-Kalış süresini ve sezonu uzatır.

 -Turistlerin destinasyonu tekrar ziyaret etmelerinde etkili faktörlerden biridir.

 - Yerel tarım ve hayvancılığın gelişmesine katkı sağlar.

 

Gastronomi- Turizm İlişkisi ve Literatür Taraması

Bölgelerin yerel yemek kültürünü koruyarak, bu kültürü turistlere yansıtacak pazarlama faaliyetleri ve politikalarını benimsemeleri gerekmektedir.

 Günümüzde insanlar yedikleri ve içtikleriyle her geçen gün daha fazla ilgili olmaya başlamıştır.

Gastronomi amaçlı seyahat eden turistlerin % 70’i gittikleri yerlerde, bölgesel yiyecekler, yemek tarifleri, şarap, vb. yaşadıkları yerlere götürerek ve bunları arkadaşları ve aileleri ile paylaşarak iyi bir ülke/bölge tanıtımı yaptıklarını saptanmıştır.

 Harrington ve Ottenbacher’in Lyon şehrinin Fransa’nın gastronomi başkenti olarak gösterilmesine yönelik yaptığı çalışmada gastronomik kimliğin, turizmi farklılaştırıcı özelliğine vurgu yapmış ve bu kimliği yerel kültür, çevre ve ekonominin etkilediğini belirtmiştir.

 Lyon’un gastronomi başkenti olmasında, şarap ve yemek kültürünün olmasına, ürün çeşitliliğinin yüksek seviyede tutulmasına, geleneksel ürünlerin kullanımının yaygın olmasına ve yerel halk, işletmeler ve yerel yönetimin gastronomi turizmine önem vermesine bağlı olduğunu açıklamıştır.

 

 Gastronomi Turizminin Uluslararası Turizmdeki Payı ve Önemi

Bir mekanın atmosferinden keyif almak, yerel tatları deneyimlemek ya da özel bir etkinliğe katılmak üzere düzenlenmiş geziler tercih edilmeye başlanmıştır.

Bu da mutfak ve şarap turizminin ortaya çıkmasını ve yaygınlaşmasını sağlamıştır.

Şarabın yemek, tarih, güzel manzara ve konaklama ile buluştuğu yerler dünyada yaygınlaşmaktadır.

Bunlar; Fransa’da Champagne, Bourdeux, Burgundy,  İtalya’da Toscana, ABD’de Napa ve Sonoma Vadileri, Güney Afrika’da Paarl, Stellenbosh ve Franschoek, Yeni Zelanda’da Hawk’e Bay, Avusturalya’da Borrassa Vadisi turistlerin çok iyi vakit geçirdikleri ve tecrübe oluşturdukları yeğane merkezlerdir.

Kanada’daki tüm şehirlerde turizm, kültürel bir zenginlik olarak yemek ve şarabın tadını çıkarmada sayısız fırsatlar sunmaktadır.

İstihdam yaratmak, doğal kaynakları geliştirmek ve çeşitlendirmek amacıyla Birleşik Krallık, yerel ekonomileri geliştirmek için bir araç olarak gastronomi turizmini benimsemekte ve desteklemektedir

Yemek ve turizmi birleştiren gastronomi turizmi, yerel yiyeceklerin bir toplumun en değerli kültürel varlıkları arasında olduğunu göstermiştir.

Benzersiz, unutulmaz ve otantik mutfak deneyimleri, “yemek pişirme okulları, yemek kitabı, mutfak aletleri satan mağazaları, gastronomik turları, tur liderleri, mutfak medyası, rehber kitapları, catering firmaları, şarap imalathaneleri, bira fabrikaları, gıda üreticileri ve yemek mekanları” gibi çok geniş bir yelpazedeki alan ve faaliyetleri kapsamaktadır .

Uluslararası turizm hareketliliğinde payını arttırmak isteyen ülkelerin; turizmin çeşitlendirilmesi ve 12 aya yayılması için ülkelerin turistik ürün bileşenlerinde çekicilik unsuru olarak kültürel öğeleri, özellikle gastronomi kültürünü ön plana çıkardığı görülmektedir.

Gastronomi turizmi kaynaklarını 4 kategori altında sınıflandırmaktadırlar.

 Bu kategoriler şunlardır;

 1-Tesisler (Yemek imalathaneleri, şaraphaneler, bira fabrikaları, çiftçi pazarları, yiyecek dükkanları, mutfak ile ilişki müzeler, restoranlar; çiftlikler, meyve bahçeleri, üzüm bağları ve şehirde restoran bölgeleri; şarap, gastronomi ve güzergahları),

2- Etkinlikler (restoranlarda akşam yemekleri, piknikler, perakende yeme-içme tüketimi; şarap, tarım ve şehirde yiyecek alanlarına turlar;  yemek pişirme atölyeleri, şarap tadımı ve eğitimi, şaraphanelerin ziyareti, yemek yarışmalarının izlenmesi, yeme-içme ile ilgili kitapların okunması),

3- Olaylar (yemek ve şarap gösterileri, yemek pişirme ekipmanları ve mutfak gösterileri, ürün sunumları; yemek, şarap ve hasat festivalleri),

4- Örgütlenmeler (restoranların sınıflandırma ve sertifika sistemleri, yemek ve şarap sınıflandırma sistemleri, dernekler).

Scarpato sürdürülebilir gastronomi turizmi hareketliliğinin bileşenlerini aşağıdaki gibi ifade etmektedir;

 -Özel restoranlar

 -Yerel olarak üretilmiş yiyecekler

-Özel yemek üretim sistemleri

 -Yemek festivalleri

 -Özel yemek organizasyonları

 -Doğal alışveriş merkezleri

 -Doğal ve tarihi alışveriş mekanları

 -Yerel yaşam kültürü

 -Organik tarım ve organik ürünler

 -Yerel yemek üretimi

 -Geleneksel üretim

 Gastronomi turizmi, turizmin en dinamik ve yaratıcı türüdür.

 Bu turizm türü, yerel halk, şefler, restoranlar ve yemek turları ile kurularak yürütülmektedir.

 Destinasyonların % 80’i kendi marka ve imajlarını belirlemede yemek ve mutfak kültürünü kullanmakta ve gastronomi stratejisini benimsemektedir.

 

Gastronomi turistleri, yoğunlukla ABD, Fransa, İtalya, Almanya, İspanya, Hollanda ve Birleşik Krallıklar olmak üzere Avrupa ve Kuzey Amerika kökenlidir.

Bu turistleri motive eden unsurlar, fast food tarzı yemeklerden sakınma arzusu, taze ve sağlıklı ürünleri tüketme isteği ve yerel mutfakları deneme fırsatıdır.

Gastronomi turistlerinin çoğunluğu, mesleklerinin en üst kariyerinde olan profesyoneller ve üçüncü yaş grubuna dahil olan kişilerdir.

2010 yılında açıklanan Mintel Raporu’na göre, Avrupalı gastronomi turistleri 30-50+ yaş grubuna dahil, ortalama bir turistten daha fazla harcanabilir gelire sahip ve iyi eğitimli, Fransa, İtalya, Almanya, İspanya, Hollanda, Birleşik Krallık kökenli kişilerdir.

Kuzey Amerikalı gastronomi turistleri ise, Avrupalı gastronomi turistleri ile benzer özelliklere sahiptir.

 Özellikle ABD’de 2007-2010 yılları arasında 160 milyon eğlence turistinin 27,3 milyonu (% 17) gastronomi turisti olarak kabul edilmektedir

Eğlence amaçlı seyahat eden Amerikalı turistlerin % 60’ı gastronomi turizmi ile ilgilenmektedir.

 Kültürlü ve zengin insanlardan oluşan Amerikalı gastronomi turistleri, seyahat esnasında yemek faaliyetleri için doğrudan 12 milyar $ harcamaktadır.

 Birleşik Krallık’ta ise, gastronomi turistlerinin oranı % 6-8 arasında değişirken, bu ülkeye yönelik yabancı gastronomi turistlerinin oranı ise % 3’tür.

 Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) tarafından hazırlanan ‘Yemek Turizminde Küresel Rapor’a’ göre, destinasyonların turizm gelirleri içinde gastronomi payının yaklaşık % 30 olduğu tahmin edilmektedir.

Dünya Yemek Seyahati Derneği, gastronomi turizmi endüstrisinde turistlerin seyahat esnasında yaptığı harcamaların % 25’inin yeme-içme amaçlı olduğunu iddia etmektedir

Uluslararası Mutfak Turizmi Derneği ise, gastronomi turistlerinin her gezi başına yaklaşık 1200$ harcama yaptığını ve seyahat bütçesinin üçte birinin yani 425$ (% 36’ısı) yiyecek ve içecek ile ilgili faaliyetlerde harcandığını belirtmektedir.

 Ayrıca, bu turistlerin seyahat bütçesinin yaklaşık % 50 gibi çok önemli miktarını yeme-içme faaliyetleri için harcamaya eğilimli olduğunu da eklemektedir.

 

Yeme-içme faaliyetlerinin ülke ekonomilerine katkılarını değerlendirecek olursak, İtalya’da Şarap Turizmi Gözlemevi’ne göre, 2010 yılında şarap turistinin günlük yaklaşık 200 Euro harcadığı, bunun da ortalama yerli İtalyan turistin günlük 55 Euro harcamasından yüksek olduğudur.

 İrlanda’da, 2009 yılında turistler tarafından yeme-içme için 2 milyar Euro harcanmış olup, bu miktarın % 60’ını yabancı turistler oluşturmaktadır.

İspanya/ Barselona’da turizm ile ilgili harcamaların yaklaşık  % 30’u yeme-içme harcamalarına yapılmaktadır.

Kanada/Ontario’da ise, 2010 yılında yemek ve içecekler için yapılan harcamaların yaklaşık 2 milyar C$ (Kanada Doları/CAD)  olduğu bilinmektedir.

 ABD’deki Charleston Şarap ve Yemek Festivali, 2011 yılında yerel ekonomiye 7,3 milyon dolar ile rekor bir ekonomik etki sağlamıştır (Bu oran, 2010 yılından 2 milyon dolar daha fazladır).

Charleston’da ortalama turist harcamasının 764 dolar olduğu ve turistlerin % 80’inden fazlasının bu şehre özellikle festival için geldiği tespit edilmiştir.

 2013 yılında Fransa, İtalya, Almanya, İsveç, İspanya, Hollanda, Türkiye ve Rusya ülkeleri arasında yerel turistlerin yiyecek-içecek için turizm harcamaları incelendiğinde, en fazla harcama yapan Fransa’yı  İtalya, Almanya, İsveç ve İspanya takip etmektedir.

 En az harcama yapan ülkenin ise Rusya olduğu ve Rusya’dan daha fazla harcama yapan ülkenin ise; Türkiye olduğu görülmektedir.

 2018 yılında yemek için yapılacak olan harcamalarda artış olmasına rağmen, 2013 yılına göre İspanya ve Türkiye’de daha fazla artış olacağı tahmin edilmektedir.

 2014 yılında online seyahat şirketlerinin yemek rezervasyonlarına olan talep, çok ciddi oranda artış göstermiştir.

 TripAdvisor, Avrupalı bir online restoran rezervasyonları hizmetini sunan La Fourchette’i satın alırken, Priceline, 2,6 milyar dolara online yemek rezervasyon şirketi olan OpenTable’i satın almıştır.

 Dünyanın her yerinde otantik bir yemek deneyimi paylaşmak için yerel halk ile seyahat edenleri buluşturan EatWith, Bookalocal, WithLocals ve BonAppetour gibi en popüler web siteleri mevcuttur.

 

Yerel gibi yaşam deneyimi” sloganı ile EatWith, evlerinde akşam yemeği yemek için turistleri davet eden güvenilir evrensel bir topluluktur.

 2012 yılında kurulan 28 ülkede (150’den fazla şehirde) olan bu site, sıcak bir ev sahipliği eşliğinde ev yapımı yemekleri yemeyi ve ilginç hikayeler paylaşmayı ve de sadece bir yemekle bir araya gelmeyi talep eden kişileri buluşturmaktadır.

Bookalocal, yiyecek içecek deneyimleri üzerinde iletişim kurmak isteyen insanlara yardımcı olan küresel sosyal yemek topluluğudur.

 2012 yılında Brüksel’de kurulan ve 20 ülkeye yayılan Bookalocal ağı, ev sahipleri, yemek blogcuları, şefler ve yemek tutkularını paylaşmayı seven insanlardan oluşur.

Ev sahipleri, kahvaltı, akşam yemeği partileri, yemek turları, şarap tatma ve bira içme, yemek pişirme dersleri sunmaktadır.

WithLocals, Endonezya, Malezya, Nepal, Singapur, Tayland, Vietnam, Filipinler ve Sri Lanka gibi ülkelerde yerel halk ile dünyanın  her köşesinden gelen yolcuları buluşturan bir web sayfasıdır.

Fantastik, otantik yemek deneyimi, yerel bir aile ile  akşam yemeği olanağı sunmaktadır.

 BonAppetour, eşsiz ev yemeklerinin sunulduğu ev sahibi ve turistler arasında bağ kuran online bir sosyal platformdur.

 BonAppetour, rahat bir Singapur evinde biberli yengeç, Barselona’daki bir terasta deniz mahsüllü pilav (seafood paella) ya da Tiber nehri kenarında nefis bir İtalyan şöleni ile dünya mutfaklarının harikalığını keşfetmenizi sağlamaktadır.

 Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO), üyeleri arasında yapmış olduğu anket çalışmasında, katılımcıların % 88,2’si destinasyonların imaj ve marka tanımlarında gastronomi unsurunun etkili olduğunu düşünürken, % 11,8’i bu unsurun küçük bir rol oynadığını belirtmektedir.

 Gastronomi turizm ürünleri içinde katılımcıların % 79’u yemek olaylarının, % 62’i gastronomik turlarının ve yemek pişirme atölyelerinin, % 59’u yerel ürünleri sunan yemek festivallerinin, % 53’ü üreticilerin ve pazarların ziyaret edilmesinin, % 12’si mutfakla ilgili müzelerin varlığının, % 6’sı ise yemek sunumlarının önemli olduğunu ortaya koymaktadır.

 Gastronomi turizmine bağlı olarak yürütülen pazarlama faaliyetlerinde % 91 etkinlikler, % 82 broşür ve reklamlar, % 78 özel web siteler, % 61 gastronomi rehberleri, % 43’ü bloglar, % 13 gazeteci ve tur operatörleri için tanıtım turları ve son olarak %4 sosyal ağlar etkili olmaktadır.

 Okumuş ; yemek tarzı ile destinasyon arasında pozitif bir ilişki olduğunu ve genellikle Çin, Hint, İtalyan, Fransız, İspanyol gibi mutfakların ülkeleriyle özdeşleştiğini vurgulamaktadır.

Fransa, İtalya, İspanya, Portekiz, Yunanistan, Belçika, Amerika, Kanada, Brezilya, Peru, Meksika, Şili, Güney Afrika, Çin, Hong Kong, Hindistan, Avustralya, Yeni Zelanda, Singapur, Güney Kore, Japonya, Endonezya, Bali, Tayland ve Malezya gibi ülkelerin imajlarında yeme-içme kültürüne ait değerler etkili olmaktadır.

 Hızlı bir şekilde turizm endüstrisini yenileyerek gelişen Hırvatistan, Vietnam ve Kamboçya’nın başarısı yemek ve şarap kültürünü ön plana çıkarmasıyla açıklanmaktadır.

 Bu alanda birbiri ile rakip destinasyonlar Avrupa’da İspanya,Fransa ve İtalya iken, Asya’da Japonya, Hindistan ve Tayland’dır.

 Dünya genelinde en iyi 10 gastronomi destinasyonu sıralanmaktadır.

 

Gastronomi Turizmi İçin En İyi Destinasyonlar

 

1. Malezya

2. Meksika

3. Peru

4. Endonezya

5. İtalya

6. Okinawa

7. Japonya

8. Yunanistan

9. Hindistan

10. Mısır

 

 

 

Uluslararası Mutfak Turizmi Derneği’ne (ICTA) göre, gastronomik destinasyonlar içinde Ontario (Kanada) ve İskoçya en üst sıralarda yer alırken, bunları hızlı bir gelişme gösteren Hindistan, Çin, Taylan, Vietnam, Güney Avustralya, Yeni Zelanda,  Peru, Alberta (Kanada) ve Teksas (ABD) izlemektedir.

 Kaliforniya (ABD), Britanya Kolumbiyası (Kanada), Meksika, Birleşik Krallıklar ve İsveç ise gastronomi turizmi açısından öncülüğünü kaybetmektedir.

Tayland, Hindistan, Kuzey Afrika, Meksika ve Çin gibi ülkelerin etnik mutfaklarına yönelik ilginin artması, yerel mutfaklara ait yemekleri tatmak için seyahat eden turistlerden kaynaklanmaktadır.

 Horng ve Tsai, Avustralya, Hong Kong, Makao, Kore, Tayvan ve Tayland gibi ülke/bölgelerin gastronomi turizminde başarılı olmasının ana faktörlerini analiz etmişlerdir.

 Bu faktörler;

 1)   Gastronomi turizm kaynaklarının tespiti ve etkin kullanımı,

2) Gastronomi turizmi sektörünü desteklemek için hükümetlerin çabalarının değerlendirilmesi,

2)   Mutfak kültürü endüstrilerini teşvik etmek için pazarlama stratejilerinin desteklenmesi,

 

4) Mutfak kültürü ve turizm eğitiminin birlikte yürütülmesidir.

Ülkelerin turizminde yeni bir akım haline gelen gastronomi turizmi, Avrupa’da en ilgi çekici turizm türlerinden birisi olmakta ve yüksek gelire sahip turistlerin en önemli tercihleri arasında yer almaktadır.

 Avrupa Seyahat Komisyonu’nun (ETC) uzun vadeli strateji içinde yer alan gastronomi, Avrupa’nın tanıtımında kullanılmaktadır.

 ETC, mutfağı ve yemek gelenekleri ile eşsiz seyahat deneyimlerinin geniş bir yelpazesini sunan bir destinasyon olarak Avrupa’yı tanıtmayı hedeflemektedir.

  “Tasting Europe” adlı portal ile benzersiz yerel ürünleri ve leziz yemekleri tatmak, gastronomik etkinliklere katılmak isteyenlere yardım etmeyi amaçlamaktadır.

 Ayrıca, Avrupa Konseyi tarafından desteklenen  “Avrupa Kültür Rotaları” mutfak mirasını güçlendirirken, “Yerel Ekonomiye Yeşil Rehber” ve “Uluslararası Yemek ve Etkinlik Turizmi (InFacTo)” projeleri, yerel üreticileri, turizm ve sürdürülebilir kalkınmayı birleştirerek gastronomi turizmine katkı sağlamaktadır.

Yunan Turizm Bakanlığı ve Turizm İşletmeleri Derneği’nin desteklediği SETE projesi, “Yunan Turizminin Pazarlanmasında Gastronomi” ile Yunanistan’ı bir gastronomi destinasyonu olarak sunmayı ve bir Yunan gastronomi markası yaratmayı amaçlamıştır.

  2004 yılında “Yeni İskandinav Mutfağı Manifestosu”, Kuzey Avrupa ülkelerinin yemeklerini tatmak için İskandinav markasının güçlenmesini ve mutfak mirasının yaygınlaşmasını sağlamıştır.

Slovenya “Gostilna Slovenija” markasıyla Sloven mutfağını ve yerel ürünlerini ön plana çıkararak gastronomi mirasını yaşatmaktadır.

Bunlara ilave olarak “Slow Food” ve “Slow Travel” uygulamaları, herkese iyi, temiz, uygun gıda anlayışı ile otantik, yerel, ekolojik gıda ve seyahat deneyimini teşvik eden hareketlerdir.

 Slow Food, iyi yemek yeme keyfine bağlı kalarak 150 ülkede 100 binden fazla üyesi olan köklü bir örgüttür.

  Hızlı yemek ve hızlı yaşamın yükselişine, yerel mutfak geleneklerinin yok oluşuna ve yerel yemeklere ilginin azalışına karşı 1989 yılında kurulan bu hareket, yerel üreticileri ve pazarları, restoranları ve şarap imalathanelerinin ortak amaçlarını gözetmektedir.

 Slow Travel, daha sakin, tek bir yerde daha fazla zaman geçirmek ve derin düzeyde yerel halkı tanımak için daha anlamlı bir seyahati içermektedir.

 Genellikle ev, villa, çiftlik ve kırsal alan gibi özel mekanlarda kalmak, yerel halktan alışveriş yapmak ve yerel yemekleri yemek üzerine kurgulanmıştır.

 Mutfak deneyimleri bu seyahatin en önemli parçasıdır.

 Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD)’ne bağlı ülkelerde ise, yemek ve turizm alanına büyük ilgi göstermektedir.

Bu nedenle, “Yemek ve Turizm Deneyimi 2012” adlı çalışma, gastronomi turizmine yönelik uygun politikalar geliştirmeyi, pazarlama ve markalaşma faaliyetlerini desteklemeyi amaçlamıştır.

  Şarap, peynir, et ve balık ürünleri ile gastronomi destinasyonu olarak tanınan Fransa, İtalya, İspanya, Portekiz, Şili ve Kore gibi ülkeler dünyada gösterilebilecek başarılı örnekler arasındadır.

 Türkiye ise, mutfak kültürünü ve yeme-içme çeşitliliğini turizm potansiyeline dönüştürecek güce sahiptir.

 İspanya

İspanya, gastronomi dünyasında bir isim haline gelirken, ülkeye yönelik turizm talebinde gastronomi seyahatin ana nedeni olmaktadır.

2010 yılında ülkeyi ziyaret eden 52 milyon turistin 6 milyonu, destinasyon seçimlerindeki ana nedenin İspanyol mutfağı  ve şarapları olduğunu belirtmiştir.

 Öncelikle İspanyol gastronomisinin uluslararası anlamda tanınması için Akdeniz Diyeti, Bölgesel Çeşitlilik, Bask Mutfağı ve Yeni İspanyol Mutfağı ve Tapas Kültürü ön plana çıkartılmıştır.

İspanya’da düzenlenen önemli gastronomi etkinlikleri olan Madrid Füzyon, Alimentaria Barcelona, Salon Gurme Madrid, San Sebastian Gastromika, Bask Mutfak Merkezi ve İspanya Şarap Rotaları sayesinde gastronomik ürünler yaratılmaktadır.

 Aynı zamanda “Tasting Spain”, gastronomi ile İspanya’yı keşfetmek için yeni bir yoldur.

İyi yemek bir yaşam biçimi anlayışını yaşatan bu girişim, İspanyol mutfağının kültürünü deneyimlemek amacıyla kasaba ve şehirleri tanıtmaktadır.

Bünyesinde 23 destinasyonu kapsayan “Tasting Spain”, tarımsal gıda üreticileri, şarap imalathaneleri, mutfak hizmetleri sunanları ve belediyeleri ortak stratejiler belirlemeye teşvik etmektedir.

 Avrupa’nın en iyi mutfakları arasında yer alan İspanya, 1990’lı yılların başında büyük bir gurme Rönesansı yaparak Bask Bölgesi, La Rioja, Katalonya, Madrid, Barcelona, Endülüs, San Sebastian ve Seville gurme turları ile ünlü olmaya başlamıştır.

Gastronomi turlarında daha ilgi çekici olarak kırsal alanlarda mantar toplayıcılığı, yerel pazar gezintileri, yerel peynir, şarap ve zeytinyağı üretim alanlarının gezilmesi ve ürünlerinin tadılması, üzüm bağlarının gezileri ve bağbozumu etkinlikleri, yerel yemek festivalleri ve yemek dersleri gibi alternatifler gerçekleştirilmektedir.

 İtalya

 İtalyan Ulusal Turizm Kuruluşu, “Cooking with Italia.it” girişimi ile gastronomi turizmini desteklemekte ve İtalyan mutfak kültürünü yaşamak için gastronomi ve şarap güzergahlarını teşvik etmektedir.

İtalyan Hükümeti, tüm ürünlerde “Made in Italy” yazılmasını zorunlu tutarak İtalya’nın tanıtımını desteklemekte ve “Slow Food” hareketi, yerel tarımı ve çiftlik alanlarını teşvik etmektedir.

İtalya’nın Mutfak, Kültür ve Şarap Bölgeleri Enstitüsü (ICIF) ise, mutfak şarap bilimi araştırmalarına ait eğitim kursları ile yemek ve şarap geleneğini yaşatmaya çalışmaktadır.

İtalya’da düzenlenen “Turin Slow Food Festival, Taste Florence, CIBUS nternational Food Exhibition in Parma, Taste of Milano, Milano Food Week, Stragusto” gibi gastronomi etkinlikleri ile ülke mutfağı ön plana çıkartılmaktadır.

Yiyecek ve içecek kültürü ile imajını oluşturmuş İtalya, mutfak lezzetlerini ve şaraplarını sunmayı tatil imkanları içine almaktadır.

 İtalya’nın Toscana bölgesinde yerel şaraplar ve yemeklerin eşleştirilmesi ile üretilen eşsiz gastronomik deneyimi yaşamak amacıyla yapılan seyahatler de gastronomi turizmine iyi bir örnek teşkil etmektedir.

  İtalya mutfağının vazgeçilmezi Balsemik sirke, Parmesan peyniri, Culatello jambonu, pizza ve makarnadır. Gurme seyahatlerinin kalbi Toscana’nın yanı sıra Parmigiona’da peynir turu, Bologna’da ev yapımı makarna yapmayı öğrenme, Piacenza’da şarap tadımı, Verona’da şarap ve zeytinyağı tadımı, Torino’da şaraphaneleri ve pirinç çiftliklerini ziyaret, Langhe’da şarap, peynir ve tartufa mantarı tatmak mümkündür.

Fransa

Yemek kültürü, Fransız kimliğinin büyük bir unsurudur.

Yemek, şarap ve yemek tarzı için uluslararası pazarlama grubu olan Sopexa, Fransız yiyeceklerinin markalaşmasını teşvik etmekte ve gastronomi turizmi için stratejiler geliştirmektedir.

Bu amaçla, 2008 yılında “France Bon Appetit” deyimiyle bütüncül bir marka benimsenmiştir

  Şarapları ile anılan Fransa’da Champangne, Bourdeux ve Burgundy bağları, enfes şarapları ve leziz yemekleri ile dikkat çekmektedir.

 Turistlerin bu bölgeleri ziyaretlerinin tek nedeni şarap ve ona eşlik eden yemektir.

 Perigord’un gurme lezzetleri; Alsace, Bordeaux, Burgundy, Champangne, Korsika, Jura, Languedoc-Roussillion, Saint Emilion, Loire, Rhono’nun efsane şarapları; Provence’de yemek ve parfüm yapımı, trüf mantarı toplama, peynir tadımı ve çikolata üretimi mümkündür

Portekiz

 Portekiz’de gastronomi turlarında yemek eğitimi, sunumu ve tadımı, şarap eğitimi, şarap tadımı, peynir yapımı ve zeytinyağı üretimi etkinlikleri yapılmaktadır.

 Portekiz’in Oporto ve Douro Vadisi, Alentejo ve Dao ve de Algarve bölgelerinde yapılan şarap turları, şarap tadımları ve şarap evi ziyaretleri gastronomi turizminin en güzel örneklerindendir.

 Şili

 Şili mikroklima, manzara ve üzüm çeşitlerinin şaşırtıcı yelpazesi ile şarap severler için büyüleyici bir destinasyondur.

 Şili mutfağı, muhteşem deniz ürünleri sunan özellikleriyle dünyada eşsiz bir konuma sahiptir.

 Üzüm bağları ve şarap imalathaneleri ile bir zevk hazinesidir.

Ataca, Coquimbo, Aconcagua, Valle Central ve Del Sur bölgelerinde yemek ve şarap tadımının yanı sıra ata binme, dağ bisikleti ve rafting safari gibi sportif aktiviteler de yapılmaktadır.

 Kore

 Kore Hükümeti, ulusal rekabeti güçlendirmek için bir araç olarak Harsik (Kore yemeği)’i ve “Harsik dünyadaki insanlar tarafından sevildi” sloganını kullanmıştır.

2006 yılında yurtdışında 9.000 tane Harsik restoranı varken, 2017 yılında bu oranın 40.000’e ulaşacağını iddia etmektedir.

“The Taste of Korea” uygulaması ile çaba gösteren Kore Hükümeti, 2017 yılına kadar Harsik’in dünyanın en iyi beş yiyeceğinden biri olacağını belirtmektedir

 Türkiye Avrupa ve Asya kıtasının tarım arazileri açısından zengin bir coğrafyası olan Türkiye, çok sayıda kaliteli tarımsal, yöresel ürüne ve dolayısıyla zengin bir mutfak kültürüne sahiptir.

Türk mutfağı, Orta Asya’dan beri, çeşitli etnik kökenli milletlerin bir arada yaşaması sonucu coğrafi çeşitlilik sayesinde günümüze kadar gelmiş ve yeme-içme alışkanlıklarındaki farklılıklar, değişik tatlara, lezzetlere sahip olan Türk mutfağına çeşit zenginliği kazandırmıştır.

 Türk mutfağı; uzun ve tarihsel gelişim süreci sonucunda ortaya çıkan bir mutfak olması bakımından Çin ve Fransız mutfakları ile birlikte anılan dünyanın üç önemli mutfağından biri durumuna gelmiştir.

Dünya turizminde ağırlıklı olarak Akdeniz ülkelerinde gerçekleştirilen gastronomi turları önemli bir yer teşkil etmektedir.

 Fransa peynir ve şaraplarıyla, Amerika’nın California eyaleti şaraplarıyla, İtalya pizza, spagetti ve şaraplarıyla, İspanya ve Meksika yemekleriyle gastronomi turlarına katılanları kendilerine çekmektedirler.

 Türkiye ise, mutfak zenginliği açısından söz konusu ülkelerden daha önde olmasına rağmen mutfağını turizm ürünü olarak kullanamamaktadır

Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği’nin (TUYED) yapmış olduğu araştırmaya göre, Türkiye’de yeme-içme turlarına katılımın sınırlı olduğu ve turlara Fransa, Yunanistan, Avustralya, Amerika ve Japonya’dan gelen 30-45 yaş gurubundan insanların katıldığı belirtilmektedir.

İsim olarak ilk akla gelen Fransız mutfağı olmasına rağmen,  İtalyan mutfağı en çok bilinen ve tadılan ulusal mutfaklardandır.

 İtalyan restoranları gibi Çin restoranları da tüm dünyaya yayılmış durumdadır.

Bunu Fransız, Meksika, Japon, Hindistan ve Vietnam restoranları takip etmektedir.

Türk mutfağının ise döner dışında ciddi bir başarısı bulunmamakta ve dünyada Türk yemeklerini sunan çok kaliteli restoran sayısı çok azdır.

Ancak, restoranlarda “sağlıklı beslenme” adı altında yeni bir eğilim gelişmektedir.

Bu noktada sağlıklı bir menü oluşturacak özelliğe sahip  Akdeniz ağırlıklı yemekler turizm sektörünün hizmetine yani gastronomi turizmini geliştirecek şekilde sunulmalıdır.

Son yıllarda Türkiye’de gastronomi turizminin en az 5 milyar dolarlık  potansiyel taşıdığı belirtilirken Türkiye’de yemek kültürü  ve yöresel mutfakları sayesinde yerel lezzetleri tatmak isteyen turistlerin oranı % 27 artmıştır.

Antakya, Mardin, Şanlıurfa, Adana, Gaziantep, Trabzon, Konya Bursa, Erzurum, Sivas, Kayseri ve Malatya gibi şehirler büyük ilgi görmekte ve tatil mekanı haline gelmiştir.

Bunun en önemli nedeni ise, Antakya’nın künefesi, Urfa’nın çiğ köftesi, Erzurum’un cağ kebabı, Gaziantep’in kuru baklavası, Kayseri’nin mantısı, Malatya’nın kayısı dolması, Kapadokya’nın şarabı, Edirne’nin ciğeri, Kahramanmaraş’ın dondurması için düzenlenen gastronomi turlarıdır.

 

FHS Turizm yeni projesiyle hayata geçirdiği “Gezgin Damaklar”, damak tadı peşindeki yerli ve yabancı turistler için  “Lezzet ve Kültür Turları” düzenlemektedir.

Gurme turu paketlerinde 60’a yakın yurt içi destinasyon yer almaktadır.

Ege’de ısırgan otunu ve acı filizi, Akdeniz’in lagosunu, Karadeniz’in kayganasını ve Güneydoğu Anadolu’nun acısını tatmak ayrıcalıktır.

“Gezgin Damaklar”, ev yemeklerinin, ün salmış sokak lezzetlerinin veya esnaf lokantalarının, meşhur şehir restoranlarının da tanıtıldığı gastronomik kültür turları ile Türkiye turizmine katkı sağlamaktadır.

Yemek Sanatları Merkezi ’nde (YESAM) uzmanlaşmış aşçılar ile geleneksel yemek yapılıp sergilenmekte ve 2 saatlik yemek turunda turistlere, Türk mutfağının tarihi anlatılmaktadır.

Karaköy Güllüoğlu da, düzenlediği üretim turlarıyla yabancı turistlerin gözdesi olup, İstanbul'a her yıl 5 bin baklava turisti gelmesini sağlamaktadır.

 2,5 saat süren baklava yapımı gösterildiği baklava turunun fiyatı 40 dolardır

 Doors Akademi, “Keşfet, Yürü, Tat ve Öğren” sloganı ile yöreye özgü lezzetleri tatmanın yanı sıra, yerel pazarlar, şarap bağları, çiftlikleri ziyaret edilmektedir

Alaçatı Ot Festivali’nde çok sayıda turistler, tarladan enginar, sarımsak, şevketi bostan, lahana gibi sebzeleri toplayarak aşçılarla atölyede akşam yemeği hazırlamaktadır.

Ayrıca bu yıl ilki gerçekleşen ‘Alaçatı Kaybolan Lezzetler Festivali’nde’ Ege bölgesinin günümüzde kaybolmuş lezzetleri tekrardan üretilerek ziyaretçilere değişik bir deneyim yaşatılmaktadır

2014 yılında Ayvalık Turizm Geliştirme ve Altyapı Hizmet Birliği (AYTUGEB) tarafından Güney Marmara Kalkınma Ajansı’na (GMKA) sunulan ve proje yürütücülüğünü Doç.Dr.Ayhan Gökdeniz’in yaptığı “Yaşayan Mutfak Ayvalık” projesi kapsamında da

Ayvalık’ta Cunda Sokaklarında ‘Yemek Tadın Etkinlikleri’, ‘Yılın Turizm Oskarları Yemeği ve Toplantısı’, ‘Gurme Turları ve Butik Oteller Buluşması’, ve ‘Gastronomi Turizmi ve Yöresel Mutfaklar’ paneli düzenlenmiş ve bölgenin gastronomik bir rota olması için kamuoyu oluşturulmuştur.

 ürkiye’de yöresel mutfaklarla ilgili belli başlı gastronomik rotaların en göze çarpan örnekleri şunlardır;

-İstanbul ve Bodrum Yemek Turları

 

-Alaçatı ve Çeşme Lezzet Turları

-Çanakkale, Tekirdağ, Nevşehir ve İzmir’de Bağbozumu Turları

 -Anadolu Gurme Turları

 -Kapadokya Şarap ve Yemek Turları

-“Türk Lokumu” ve “Baklava” Turları

-Gaziantep-Urfa-Antakya-Mardin Gurme Turu

 -Lezzetin Kalbine Yolculuk: Antakya- Gaziantep Lezzet ve Kültür Yolculuğu

 -Uygar Eskişehir ve Kırım Lezzetleri

 -Kültür ve Lezzetin Dört Köşesi: Şanlıurfa-Gaziantep-Antakya-Adana

 -Kültür ve Lezzet Mabedi Antakya

 -Cumbalı Konaklar (Safranbolu-Beypazarı) ve Enfes Tatlar

 -“Sakin Şehir” Taraklı’da Lezzet Şenliği

 -Termal Keyfi (Bolu-Afyon-Kütahya)

 -Damak Tadı Anıtları ve Lezzetleriyle Payitaht Edirne ve

 -Kuzey Ege Mutfağı, Ayvalık ve Cunda’dır.

 Tüm bunlara rağmen Türk mutfağının özgün değerlerinin yeterince iyi tanıtıldığını ve pazarlanabildiğini söylemek oldukça güçtür.

  Kılıç, bunun nedenlerinden biri olarak Türkiye’deki kitle turizmi anlayışını öne sürmekte ve konu ile ilgili olarak Şerif Yenen’nin bir anekdotuna gönderme yapmaktadır:  Ülkemize gelen turistler genel olarak Türk yemeklerini beğendiklerini ifade etseler de, en çok neyi beğendiniz diye sorsanız sayabilecekleri  yemek isimleri birkaç yemekle sınırlı kalıyor:

 ‘Şiş-kebap, döner, gözleme, baklava’dan öteye gidemiyorlar.

 Bunda, ağırlıklı olarak kitle turizmi yapmamızın payı da var.

Çünkü kitle turizminde genel olarak her şey dâhil sistemle çalışıldığı için turistler, yeme içme ihtiyaçlarını otellerde karşılıyor.

 

 Yani her şey dâhil sistemle ülkemize gelen bir turist, Türk mutfağını  ancak kaldığı otelde çıkan yemeklerle tanıma fırsatı yakalayabiliyor.

 Bu otellerdeki aşçılarımız ise günde yüzlerce insana kısıtlı bütçelerle yemek hazırlarken ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlar şüphesiz.

  Ancak ‘tatmak değil, doymak’ amacına yönelik hazırlanan bu yemekler hafızalarda kalıcı izler bırakamıyor”.

 Buradan hareketle Türk mutfağındaki tanıtım sorunlarının halen sürmekte olduğunu söylemek mümkündür.

Bu bağlamda Kuzey Ege mutfağına ilişkin tanıtım,öncelikli bir turizm politikası haline getirilebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

REKREASYON EĞİTİMİNİ PROGRAMLAMA SÜRECİ   Rekreasyonel etkinliklerin bireylerde gelişim sağlaması eğitim programları ile olanaklıdır. ...