KÜLTÜR TURİZMİ
Kültür Turizmi
Kültür turizmi içinde önemli bir miras öğesi olarak
yer alan gastronomi, dünya mutfaklarının sunulmasında ve tanıtılmasında ön
plana çıkmakta ve dünyada ve Avrupa’da yiyecek içecek kültürüne verilen
önem gittikçe artmaktadır.
Başka bir ülkeyi ziyaret eden insanların
beklentileri arasında, yeni yerler görmenin ve yeni kültürleri tanımanın
yanında, yeni tatlarla tanışma ve farklı tecrübeler yaşama arzusu da
yatmaktadır.
Bir sosyal etkinlik olarak yemek pişirme de seyahat
nedenlerinden biridir.
İnsanlar farklı tatlar tatmanın yanında bu
tatları yapmayı öğrenmek istemektedirler.
Yemek, bir toplumun kendisini ve yaşama tarzını
ifade şeklidir:
Yemek ve yemek kültürü, bir bölgenin kültürel
sembolü olarak kabul edilebilmekte ve yerel yiyecekler yerel kültürün bir
parçasını oluşturmaktadır.
Gastronomi, kültürel bir ürün olduğu
kadar, bir kültürel ürünün tamamlayıcısı durumundadır.
Gastronomi Turizmi
Gastronomi Kavramı
Gastronomi, gıda bilimini, yemek sanatını ve
lezzet yaratıcılığını birleştirerek beslenme zevkini ortaya çıkarmaktadır.
Yiyecek ve içecek kültürü, kültürel kimliği
oluşturmada ve desteklemede kullanılabilmektedir.
Yerel yemek kültürü bir destinasyonun sahip olduğu
en değerli çekiciliklerden biri olarak nitelendirmektedir.
Gastronomik çeşitlilik, bulunduğu bölgede yemek
yapma ve yeme alışkanlıklarının korunmasını ve gelişmesini sağlamıştır.
Gastronomi, “insan refahı ve gıdasını ilgilendiren her
konuda sağlanmış kapsamlı bilgi birikimidir”ve sağlığa uygun, iyi düzenlenmiş, hoş
ve lezzetli mutfak, yemek düzeni ve sistemidir.
Gastronomi, insanların tüketimi için
yiyeceklerin seçilmesi, birleştirilmesi, hazırlanması, işlenmesi, servis
edilmesi ve yiyecekten zevk alma sanatıdır.
Gastronominin çoğu zaman kimya, biyoloji
jeoloji, edebiyat tarih, antropoloji, müzik, tarım, felsefe, psikoloji ve
sosyolojiden bir anlayış ve değerlendirme içerdiğini ve bu yönüyle
gastronominin disiplinler arası bir alan olduğu belirtilmektedir.
Gıda, tarih öncesi çağlardan beri seyahat ile
ilişkilendirilmiştir.
Gastronomi turizminin kökeni tarım,
kültür ve turizmde yatmaktadır.
Bu üç unsur, gastronomi turizminin bölgesel bir
çekicilik ve deneyim olarak pazarlanmasına ve
konumlandırılmasına fırsat sağlamaktadır.
Tarım; ürünü sunmaktadır, kültür; tarihi ve
otantikliği, turizm ise alt yapıyı ve hizmetleri sağlamaktadır.
Tüm bu unsurlar gastronomi turizmi altında
buluşmaktadır.
Gastronomi turizmi, hem yeme içme amaçlı yapılan bir
turizm faaliyeti hem de yeme içme ile bilgilenmeyi birleştirebilen
uygulamaları kapsamaktadır.
Gastronomi turizmi sadece otellerde turistler
için yiyecek içecek sunumu değil, aynı zamanda turistlerin yiyecek ve
içecek arayışı, bunlardan hoşlanma ve kültürel olarak bilgilenme amacı
ile seyahat etmesidir.
Gastronomi Turizmi ve Gastronomi Turisti
Gastronomik kültürün yayılması büyük ölçüde yüksek
gelir ve eğitim seviyesine sahip kişiler sayesinde olmuştur.
Dünyada ender bulunan yiyecekleri tatmak için farklı
ülkelere seyahat eden bu kişiler “gastro turist” olarak adlandırılmaktadır.
Gastro-turistlerin, öncelikli motivasyonu yerel
yemekleri tatmak olan kişilerdir.
Yeni, farklı ve yöreye özgü lezzetlerin
tadımının gerçekleştirilmesi, yöreye ait farkındalıkların yaratılması ve
bunların turistler tarafından fark edilip deneyimlenmesi bazı turist profilleri
için bölge ya da yörenin tercihinde önemli rol üstlenmektedir.
Turistler bir destinasyonda yiyecek ve içecek
tüketimini sadece fizyolojik nedenlerle değil yerel mutfakları öğrenme
şeklinde kültürel motifler, prestij ve statü gibi sembolik anlam, sosyal
ilişki kurma ve eğlenme yönleri ile de gerçekleştirmektedir.
Gastronominin yöreye katma değer
yaratmasını birkaç başlık altında toplayabiliriz;
-Gastronomi; destinasyona yeni turistlerin çekilmesini
sağlayabilir.
-Yerel kültürü deneyimleme aracıdır.
-Turist deneyimine değer katar.
-Turist harcamalarını arttırır.
-Kalış süresini ve sezonu uzatır.
-Turistlerin destinasyonu tekrar ziyaret
etmelerinde etkili faktörlerden biridir.
- Yerel tarım ve hayvancılığın gelişmesine katkı
sağlar.
Gastronomi- Turizm İlişkisi ve Literatür Taraması
Bölgelerin yerel yemek kültürünü koruyarak, bu kültürü
turistlere yansıtacak pazarlama faaliyetleri ve politikalarını benimsemeleri
gerekmektedir.
Günümüzde insanlar yedikleri ve içtikleriyle her
geçen gün daha fazla ilgili olmaya başlamıştır.
Gastronomi amaçlı seyahat eden turistlerin % 70’i
gittikleri yerlerde, bölgesel yiyecekler, yemek tarifleri, şarap, vb.
yaşadıkları yerlere götürerek ve bunları arkadaşları ve aileleri ile paylaşarak
iyi bir ülke/bölge tanıtımı yaptıklarını saptanmıştır.
Harrington ve Ottenbacher’in Lyon şehrinin
Fransa’nın gastronomi başkenti olarak gösterilmesine yönelik yaptığı çalışmada
gastronomik kimliğin, turizmi farklılaştırıcı özelliğine vurgu yapmış ve
bu kimliği yerel kültür, çevre ve ekonominin etkilediğini belirtmiştir.
Lyon’un gastronomi başkenti olmasında, şarap ve
yemek kültürünün olmasına, ürün çeşitliliğinin yüksek seviyede tutulmasına,
geleneksel ürünlerin kullanımının yaygın olmasına ve yerel halk, işletmeler ve
yerel yönetimin gastronomi turizmine önem vermesine bağlı olduğunu
açıklamıştır.
Gastronomi Turizminin Uluslararası Turizmdeki
Payı ve Önemi
Bir mekanın atmosferinden keyif almak, yerel tatları
deneyimlemek ya da özel bir etkinliğe katılmak üzere düzenlenmiş geziler tercih
edilmeye başlanmıştır.
Bu da mutfak ve şarap turizminin ortaya
çıkmasını ve yaygınlaşmasını sağlamıştır.
Şarabın yemek, tarih, güzel manzara ve
konaklama ile buluştuğu yerler dünyada yaygınlaşmaktadır.
Bunlar; Fransa’da Champagne, Bourdeux,
Burgundy, İtalya’da Toscana, ABD’de Napa ve Sonoma Vadileri, Güney
Afrika’da Paarl, Stellenbosh ve Franschoek, Yeni Zelanda’da Hawk’e
Bay, Avusturalya’da Borrassa Vadisi turistlerin çok iyi vakit geçirdikleri ve
tecrübe oluşturdukları yeğane merkezlerdir.
Kanada’daki tüm şehirlerde turizm, kültürel bir
zenginlik olarak yemek ve şarabın tadını çıkarmada sayısız fırsatlar
sunmaktadır.
İstihdam yaratmak, doğal kaynakları geliştirmek ve
çeşitlendirmek amacıyla Birleşik Krallık, yerel ekonomileri geliştirmek için
bir araç olarak gastronomi turizmini benimsemekte ve desteklemektedir
Yemek ve turizmi birleştiren gastronomi turizmi, yerel
yiyeceklerin bir toplumun en değerli kültürel varlıkları arasında olduğunu
göstermiştir.
Benzersiz, unutulmaz ve otantik mutfak deneyimleri,
“yemek pişirme okulları, yemek kitabı, mutfak aletleri satan mağazaları, gastronomik
turları, tur liderleri, mutfak medyası, rehber kitapları, catering
firmaları, şarap imalathaneleri, bira fabrikaları, gıda üreticileri ve
yemek mekanları” gibi çok geniş bir yelpazedeki alan ve faaliyetleri
kapsamaktadır .
Uluslararası turizm hareketliliğinde payını arttırmak
isteyen ülkelerin; turizmin çeşitlendirilmesi ve 12 aya yayılması için
ülkelerin turistik ürün bileşenlerinde çekicilik unsuru olarak kültürel
öğeleri, özellikle gastronomi kültürünü ön plana çıkardığı görülmektedir.
Gastronomi turizmi kaynaklarını 4 kategori altında
sınıflandırmaktadırlar.
Bu kategoriler şunlardır;
1-Tesisler (Yemek imalathaneleri, şaraphaneler,
bira fabrikaları, çiftçi pazarları, yiyecek dükkanları, mutfak ile ilişki
müzeler, restoranlar; çiftlikler, meyve bahçeleri, üzüm bağları ve şehirde
restoran bölgeleri; şarap, gastronomi ve güzergahları),
2- Etkinlikler (restoranlarda akşam yemekleri, piknikler,
perakende yeme-içme tüketimi; şarap, tarım ve şehirde yiyecek alanlarına
turlar; yemek pişirme atölyeleri, şarap tadımı ve eğitimi, şaraphanelerin
ziyareti, yemek yarışmalarının izlenmesi, yeme-içme ile ilgili kitapların
okunması),
3- Olaylar (yemek ve şarap gösterileri, yemek pişirme
ekipmanları ve mutfak gösterileri, ürün sunumları; yemek, şarap ve hasat
festivalleri),
4- Örgütlenmeler (restoranların sınıflandırma ve
sertifika sistemleri, yemek ve şarap sınıflandırma sistemleri, dernekler).
Scarpato sürdürülebilir gastronomi turizmi
hareketliliğinin bileşenlerini aşağıdaki gibi ifade etmektedir;
-Özel restoranlar
-Yerel olarak üretilmiş yiyecekler
-Özel yemek üretim sistemleri
-Yemek festivalleri
-Özel yemek organizasyonları
-Doğal alışveriş merkezleri
-Doğal ve tarihi alışveriş mekanları
-Yerel yaşam kültürü
-Organik tarım ve organik ürünler
-Yerel yemek üretimi
-Geleneksel üretim
Gastronomi turizmi, turizmin en dinamik ve
yaratıcı türüdür.
Bu turizm türü, yerel halk, şefler, restoranlar
ve yemek turları ile kurularak yürütülmektedir.
Destinasyonların % 80’i kendi marka ve
imajlarını belirlemede yemek ve mutfak kültürünü kullanmakta ve gastronomi
stratejisini benimsemektedir.
Gastronomi turistleri, yoğunlukla ABD, Fransa, İtalya,
Almanya, İspanya, Hollanda ve Birleşik Krallıklar olmak üzere Avrupa
ve Kuzey Amerika kökenlidir.
Bu turistleri motive eden unsurlar, fast food tarzı
yemeklerden sakınma arzusu, taze ve sağlıklı ürünleri tüketme isteği ve yerel
mutfakları deneme fırsatıdır.
Gastronomi turistlerinin çoğunluğu, mesleklerinin en
üst kariyerinde olan profesyoneller ve üçüncü yaş grubuna dahil olan
kişilerdir.
2010 yılında açıklanan Mintel Raporu’na
göre, Avrupalı gastronomi turistleri 30-50+ yaş grubuna dahil,
ortalama bir turistten daha fazla harcanabilir gelire sahip ve iyi
eğitimli, Fransa, İtalya, Almanya, İspanya, Hollanda, Birleşik Krallık
kökenli kişilerdir.
Kuzey Amerikalı gastronomi turistleri ise, Avrupalı
gastronomi turistleri ile benzer özelliklere sahiptir.
Özellikle ABD’de 2007-2010 yılları arasında 160
milyon eğlence turistinin 27,3 milyonu (% 17) gastronomi turisti olarak
kabul edilmektedir
Eğlence amaçlı seyahat eden Amerikalı turistlerin %
60’ı gastronomi turizmi ile ilgilenmektedir.
Kültürlü ve zengin insanlardan oluşan Amerikalı
gastronomi turistleri, seyahat esnasında yemek faaliyetleri için
doğrudan 12 milyar $ harcamaktadır.
Birleşik Krallık’ta ise, gastronomi
turistlerinin oranı % 6-8 arasında değişirken, bu ülkeye yönelik yabancı
gastronomi turistlerinin oranı ise % 3’tür.
Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) tarafından
hazırlanan ‘Yemek Turizminde Küresel Rapor’a’ göre, destinasyonların
turizm gelirleri içinde gastronomi payının yaklaşık % 30 olduğu tahmin
edilmektedir.
Dünya Yemek Seyahati Derneği, gastronomi turizmi
endüstrisinde turistlerin seyahat esnasında yaptığı harcamaların %
25’inin yeme-içme amaçlı olduğunu iddia etmektedir
Uluslararası Mutfak Turizmi Derneği ise,
gastronomi turistlerinin her gezi başına yaklaşık 1200$ harcama yaptığını
ve seyahat bütçesinin üçte birinin yani 425$ (% 36’ısı) yiyecek ve içecek
ile ilgili faaliyetlerde harcandığını belirtmektedir.
Ayrıca, bu turistlerin seyahat bütçesinin
yaklaşık % 50 gibi çok önemli miktarını yeme-içme faaliyetleri için
harcamaya eğilimli olduğunu da eklemektedir.
Yeme-içme faaliyetlerinin ülke ekonomilerine
katkılarını değerlendirecek olursak, İtalya’da Şarap Turizmi Gözlemevi’ne
göre, 2010 yılında şarap turistinin günlük yaklaşık 200 Euro
harcadığı, bunun da ortalama yerli İtalyan turistin günlük 55 Euro
harcamasından yüksek olduğudur.
İrlanda’da, 2009 yılında turistler tarafından
yeme-içme için 2 milyar Euro harcanmış olup, bu miktarın % 60’ını yabancı
turistler oluşturmaktadır.
İspanya/ Barselona’da turizm ile ilgili harcamaların yaklaşık %
30’u yeme-içme harcamalarına yapılmaktadır.
Kanada/Ontario’da ise, 2010 yılında yemek ve içecekler
için yapılan harcamaların yaklaşık 2 milyar C$ (Kanada
Doları/CAD) olduğu bilinmektedir.
ABD’deki Charleston Şarap ve Yemek
Festivali, 2011 yılında yerel ekonomiye 7,3 milyon dolar ile rekor bir
ekonomik etki sağlamıştır (Bu oran, 2010 yılından 2 milyon dolar daha
fazladır).
Charleston’da ortalama turist harcamasının 764 dolar
olduğu ve turistlerin % 80’inden fazlasının bu şehre özellikle festival
için geldiği tespit edilmiştir.
2013 yılında Fransa, İtalya, Almanya, İsveç,
İspanya, Hollanda, Türkiye ve Rusya ülkeleri arasında yerel turistlerin
yiyecek-içecek için turizm harcamaları incelendiğinde, en fazla harcama
yapan Fransa’yı İtalya, Almanya, İsveç ve İspanya takip etmektedir.
En az harcama yapan ülkenin ise Rusya olduğu ve
Rusya’dan daha fazla harcama yapan ülkenin ise; Türkiye olduğu görülmektedir.
2018 yılında yemek için yapılacak olan
harcamalarda artış olmasına rağmen, 2013 yılına göre İspanya ve Türkiye’de daha
fazla artış olacağı tahmin edilmektedir.
2014 yılında online seyahat şirketlerinin yemek
rezervasyonlarına olan talep, çok ciddi oranda artış göstermiştir.
TripAdvisor, Avrupalı bir online restoran
rezervasyonları hizmetini sunan La Fourchette’i satın alırken,
Priceline, 2,6 milyar dolara online yemek rezervasyon şirketi olan
OpenTable’i satın almıştır.
Dünyanın her yerinde otantik bir yemek deneyimi
paylaşmak için yerel halk ile seyahat edenleri buluşturan EatWith,
Bookalocal, WithLocals ve BonAppetour gibi en popüler web siteleri
mevcuttur.
Yerel gibi yaşam deneyimi” sloganı ile EatWith,
evlerinde akşam yemeği yemek için turistleri davet eden güvenilir evrensel bir
topluluktur.
2012 yılında kurulan 28 ülkede (150’den fazla
şehirde) olan bu site, sıcak bir ev sahipliği eşliğinde ev yapımı
yemekleri yemeyi ve ilginç hikayeler paylaşmayı ve de sadece bir
yemekle bir araya gelmeyi talep eden kişileri buluşturmaktadır.
Bookalocal, yiyecek içecek deneyimleri üzerinde
iletişim kurmak isteyen insanlara yardımcı olan küresel sosyal yemek
topluluğudur.
2012 yılında Brüksel’de kurulan ve 20 ülkeye
yayılan Bookalocal ağı, ev sahipleri, yemek blogcuları, şefler ve
yemek tutkularını paylaşmayı seven insanlardan oluşur.
Ev sahipleri, kahvaltı, akşam yemeği partileri, yemek
turları, şarap tatma ve bira içme, yemek pişirme dersleri sunmaktadır.
WithLocals, Endonezya, Malezya, Nepal, Singapur,
Tayland, Vietnam, Filipinler ve Sri Lanka gibi ülkelerde yerel halk ile
dünyanın her köşesinden gelen yolcuları buluşturan bir web
sayfasıdır.
Fantastik, otantik yemek deneyimi, yerel bir aile
ile akşam yemeği olanağı sunmaktadır.
BonAppetour, eşsiz ev yemeklerinin sunulduğu ev
sahibi ve turistler arasında bağ kuran online bir sosyal platformdur.
BonAppetour, rahat bir Singapur evinde biberli
yengeç, Barselona’daki bir terasta deniz mahsüllü pilav (seafood
paella) ya da Tiber nehri kenarında nefis bir İtalyan şöleni ile dünya
mutfaklarının harikalığını keşfetmenizi sağlamaktadır.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO),
üyeleri arasında yapmış olduğu anket çalışmasında, katılımcıların %
88,2’si destinasyonların imaj ve marka tanımlarında gastronomi unsurunun etkili
olduğunu düşünürken, % 11,8’i bu unsurun küçük bir rol oynadığını
belirtmektedir.
Gastronomi turizm ürünleri içinde katılımcıların
% 79’u yemek olaylarının, % 62’i gastronomik turlarının ve yemek
pişirme atölyelerinin, % 59’u yerel ürünleri sunan yemek festivallerinin, %
53’ü üreticilerin ve pazarların ziyaret edilmesinin, % 12’si mutfakla ilgili
müzelerin varlığının, % 6’sı ise yemek sunumlarının önemli olduğunu ortaya
koymaktadır.
Gastronomi turizmine bağlı olarak yürütülen
pazarlama faaliyetlerinde % 91 etkinlikler, % 82 broşür ve reklamlar, % 78
özel web siteler, % 61 gastronomi rehberleri, % 43’ü bloglar, % 13
gazeteci ve tur operatörleri için tanıtım turları ve son olarak %4 sosyal ağlar
etkili olmaktadır.
Okumuş ; yemek tarzı ile
destinasyon arasında pozitif bir ilişki olduğunu ve genellikle Çin,
Hint, İtalyan, Fransız, İspanyol gibi mutfakların ülkeleriyle
özdeşleştiğini vurgulamaktadır.
Fransa, İtalya, İspanya, Portekiz, Yunanistan,
Belçika, Amerika, Kanada, Brezilya, Peru, Meksika, Şili, Güney Afrika,
Çin, Hong Kong, Hindistan, Avustralya, Yeni Zelanda, Singapur, Güney Kore,
Japonya, Endonezya, Bali, Tayland ve Malezya gibi ülkelerin imajlarında yeme-içme
kültürüne ait değerler etkili olmaktadır.
Hızlı bir şekilde turizm endüstrisini
yenileyerek gelişen Hırvatistan, Vietnam ve Kamboçya’nın başarısı yemek ve
şarap kültürünü ön plana çıkarmasıyla açıklanmaktadır.
Bu alanda birbiri ile rakip destinasyonlar
Avrupa’da İspanya,Fransa ve İtalya iken, Asya’da Japonya, Hindistan ve Tayland’dır.
Dünya genelinde en iyi 10 gastronomi
destinasyonu sıralanmaktadır.
Gastronomi Turizmi İçin En İyi Destinasyonlar
1. Malezya
2. Meksika
3. Peru
4. Endonezya
5. İtalya
6. Okinawa
7. Japonya
8. Yunanistan
9. Hindistan
10. Mısır
Uluslararası Mutfak Turizmi Derneği’ne (ICTA)
göre, gastronomik destinasyonlar içinde Ontario (Kanada) ve İskoçya
en üst sıralarda yer alırken, bunları hızlı bir gelişme gösteren Hindistan,
Çin, Taylan, Vietnam, Güney Avustralya, Yeni Zelanda, Peru, Alberta
(Kanada) ve Teksas (ABD) izlemektedir.
Kaliforniya (ABD), Britanya Kolumbiyası
(Kanada), Meksika, Birleşik Krallıklar ve İsveç ise gastronomi turizmi
açısından öncülüğünü kaybetmektedir.
Tayland, Hindistan, Kuzey Afrika, Meksika ve Çin gibi
ülkelerin etnik mutfaklarına yönelik ilginin artması, yerel mutfaklara
ait yemekleri tatmak için seyahat eden turistlerden kaynaklanmaktadır.
Horng ve Tsai, Avustralya, Hong Kong, Makao,
Kore, Tayvan ve Tayland gibi ülke/bölgelerin gastronomi turizminde başarılı
olmasının ana faktörlerini analiz etmişlerdir.
Bu faktörler;
1) Gastronomi turizm kaynaklarının tespiti ve etkin
kullanımı,
2) Gastronomi turizmi sektörünü desteklemek için hükümetlerin
çabalarının değerlendirilmesi,
2) Mutfak kültürü endüstrilerini teşvik etmek için pazarlama
stratejilerinin desteklenmesi,
4) Mutfak kültürü ve turizm eğitiminin
birlikte yürütülmesidir.
Ülkelerin turizminde yeni bir akım haline gelen
gastronomi turizmi, Avrupa’da en ilgi çekici turizm türlerinden birisi
olmakta ve yüksek gelire sahip turistlerin en önemli tercihleri arasında yer
almaktadır.
Avrupa Seyahat Komisyonu’nun (ETC) uzun
vadeli strateji içinde yer alan gastronomi, Avrupa’nın tanıtımında
kullanılmaktadır.
ETC, mutfağı ve yemek gelenekleri ile eşsiz
seyahat deneyimlerinin geniş bir yelpazesini sunan bir destinasyon olarak Avrupa’yı
tanıtmayı hedeflemektedir.
“Tasting Europe” adlı portal ile
benzersiz yerel ürünleri ve leziz yemekleri tatmak, gastronomik
etkinliklere katılmak isteyenlere yardım etmeyi amaçlamaktadır.
Ayrıca, Avrupa Konseyi tarafından
desteklenen “Avrupa Kültür Rotaları” mutfak mirasını
güçlendirirken, “Yerel Ekonomiye Yeşil Rehber” ve “Uluslararası
Yemek ve Etkinlik Turizmi (InFacTo)” projeleri, yerel üreticileri, turizm
ve sürdürülebilir kalkınmayı birleştirerek gastronomi turizmine katkı
sağlamaktadır.
Yunan Turizm Bakanlığı ve Turizm İşletmeleri
Derneği’nin desteklediği SETE projesi, “Yunan Turizminin Pazarlanmasında
Gastronomi” ile Yunanistan’ı bir gastronomi destinasyonu olarak
sunmayı ve bir Yunan gastronomi markası yaratmayı amaçlamıştır.
2004 yılında “Yeni İskandinav Mutfağı
Manifestosu”, Kuzey Avrupa ülkelerinin yemeklerini tatmak için İskandinav
markasının güçlenmesini ve mutfak mirasının yaygınlaşmasını sağlamıştır.
Slovenya “Gostilna Slovenija” markasıyla Sloven
mutfağını ve yerel ürünlerini ön plana çıkararak gastronomi mirasını
yaşatmaktadır.
Bunlara ilave olarak “Slow Food” ve “Slow
Travel” uygulamaları, herkese iyi, temiz, uygun gıda anlayışı ile
otantik, yerel, ekolojik gıda ve seyahat deneyimini teşvik eden
hareketlerdir.
Slow Food, iyi yemek yeme keyfine bağlı kalarak
150 ülkede 100 binden fazla üyesi olan köklü bir örgüttür.
Hızlı yemek ve hızlı yaşamın yükselişine,
yerel mutfak geleneklerinin yok oluşuna ve yerel yemeklere ilginin
azalışına karşı 1989 yılında kurulan bu hareket, yerel üreticileri ve
pazarları, restoranları ve şarap imalathanelerinin ortak amaçlarını
gözetmektedir.
Slow Travel, daha sakin, tek bir yerde daha
fazla zaman geçirmek ve derin düzeyde yerel halkı tanımak için daha
anlamlı bir seyahati içermektedir.
Genellikle ev, villa, çiftlik ve kırsal alan
gibi özel mekanlarda kalmak, yerel halktan alışveriş yapmak ve yerel yemekleri
yemek üzerine kurgulanmıştır.
Mutfak deneyimleri bu seyahatin en önemli
parçasıdır.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD)’ne
bağlı ülkelerde ise, yemek ve turizm alanına büyük ilgi göstermektedir.
Bu nedenle, “Yemek ve Turizm Deneyimi
2012” adlı çalışma, gastronomi turizmine yönelik uygun politikalar
geliştirmeyi, pazarlama ve markalaşma faaliyetlerini desteklemeyi
amaçlamıştır.
Şarap, peynir, et ve balık ürünleri ile
gastronomi destinasyonu olarak tanınan Fransa, İtalya, İspanya, Portekiz, Şili
ve Kore gibi ülkeler dünyada gösterilebilecek başarılı örnekler
arasındadır.
Türkiye ise, mutfak kültürünü ve yeme-içme
çeşitliliğini turizm potansiyeline dönüştürecek güce sahiptir.
İspanya
İspanya, gastronomi dünyasında bir isim haline
gelirken, ülkeye yönelik turizm talebinde gastronomi seyahatin ana nedeni
olmaktadır.
2010 yılında ülkeyi ziyaret eden 52 milyon turistin 6
milyonu, destinasyon seçimlerindeki ana nedenin İspanyol
mutfağı ve şarapları olduğunu belirtmiştir.
Öncelikle İspanyol gastronomisinin uluslararası
anlamda tanınması için Akdeniz Diyeti, Bölgesel Çeşitlilik, Bask Mutfağı ve
Yeni İspanyol Mutfağı ve Tapas Kültürü ön plana çıkartılmıştır.
İspanya’da düzenlenen önemli gastronomi etkinlikleri
olan Madrid Füzyon, Alimentaria Barcelona, Salon Gurme Madrid, San
Sebastian Gastromika, Bask Mutfak Merkezi ve İspanya Şarap Rotaları sayesinde
gastronomik ürünler yaratılmaktadır.
Aynı zamanda “Tasting
Spain”, gastronomi ile İspanya’yı keşfetmek için yeni bir yoldur.
İyi yemek bir yaşam biçimi anlayışını yaşatan bu
girişim, İspanyol mutfağının kültürünü deneyimlemek amacıyla kasaba ve
şehirleri tanıtmaktadır.
Bünyesinde 23 destinasyonu kapsayan “Tasting
Spain”, tarımsal gıda üreticileri, şarap imalathaneleri, mutfak hizmetleri
sunanları ve belediyeleri ortak stratejiler belirlemeye teşvik etmektedir.
Avrupa’nın en iyi mutfakları arasında yer alan
İspanya, 1990’lı yılların başında büyük bir gurme
Rönesansı yaparak Bask Bölgesi, La Rioja, Katalonya, Madrid,
Barcelona, Endülüs, San Sebastian ve Seville gurme turları ile ünlü olmaya
başlamıştır.
Gastronomi turlarında daha ilgi çekici olarak kırsal
alanlarda mantar toplayıcılığı, yerel pazar gezintileri, yerel peynir,
şarap ve zeytinyağı üretim alanlarının gezilmesi ve ürünlerinin
tadılması, üzüm bağlarının gezileri ve bağbozumu etkinlikleri, yerel yemek
festivalleri ve yemek dersleri gibi alternatifler gerçekleştirilmektedir.
İtalya
İtalyan Ulusal Turizm Kuruluşu, “Cooking
with Italia.it” girişimi ile gastronomi turizmini desteklemekte ve
İtalyan mutfak kültürünü yaşamak için gastronomi ve şarap güzergahlarını
teşvik etmektedir.
İtalyan Hükümeti, tüm ürünlerde “Made in
Italy” yazılmasını zorunlu tutarak İtalya’nın tanıtımını desteklemekte ve
“Slow Food” hareketi, yerel tarımı ve çiftlik alanlarını teşvik
etmektedir.
İtalya’nın Mutfak, Kültür ve Şarap Bölgeleri Enstitüsü
(ICIF) ise, mutfak şarap bilimi araştırmalarına ait eğitim kursları ile
yemek ve şarap geleneğini yaşatmaya çalışmaktadır.
İtalya’da düzenlenen “Turin Slow Food Festival,
Taste Florence, CIBUS nternational Food Exhibition in Parma, Taste of Milano, Milano
Food Week, Stragusto” gibi gastronomi etkinlikleri ile ülke mutfağı
ön plana çıkartılmaktadır.
Yiyecek ve içecek kültürü ile imajını oluşturmuş
İtalya, mutfak lezzetlerini ve şaraplarını sunmayı tatil imkanları içine
almaktadır.
İtalya’nın Toscana bölgesinde yerel şaraplar ve
yemeklerin eşleştirilmesi ile üretilen eşsiz gastronomik deneyimi yaşamak
amacıyla yapılan seyahatler de gastronomi turizmine iyi bir örnek teşkil
etmektedir.
İtalya mutfağının vazgeçilmezi Balsemik
sirke, Parmesan peyniri, Culatello jambonu, pizza
ve makarnadır. Gurme seyahatlerinin kalbi Toscana’nın yanı sıra
Parmigiona’da peynir turu, Bologna’da ev yapımı makarna yapmayı öğrenme,
Piacenza’da şarap tadımı, Verona’da şarap ve zeytinyağı tadımı, Torino’da
şaraphaneleri ve pirinç çiftliklerini ziyaret, Langhe’da şarap, peynir ve
tartufa mantarı tatmak mümkündür.
Fransa
Yemek kültürü, Fransız kimliğinin büyük bir unsurudur.
Yemek, şarap ve yemek tarzı için uluslararası
pazarlama grubu olan Sopexa, Fransız yiyeceklerinin markalaşmasını teşvik
etmekte ve gastronomi turizmi için stratejiler geliştirmektedir.
Bu amaçla, 2008 yılında “France Bon
Appetit” deyimiyle bütüncül bir marka benimsenmiştir
Şarapları ile anılan Fransa’da Champangne,
Bourdeux ve Burgundy bağları, enfes şarapları ve leziz yemekleri ile dikkat
çekmektedir.
Turistlerin bu bölgeleri ziyaretlerinin tek
nedeni şarap ve ona eşlik eden yemektir.
Perigord’un gurme lezzetleri; Alsace,
Bordeaux, Burgundy, Champangne, Korsika, Jura, Languedoc-Roussillion, Saint
Emilion, Loire, Rhono’nun efsane şarapları; Provence’de yemek ve parfüm
yapımı, trüf mantarı toplama, peynir tadımı ve çikolata üretimi mümkündür
Portekiz
Portekiz’de gastronomi turlarında yemek eğitimi,
sunumu ve tadımı, şarap eğitimi, şarap tadımı, peynir yapımı ve
zeytinyağı üretimi etkinlikleri yapılmaktadır.
Portekiz’in Oporto ve Douro Vadisi, Alentejo ve
Dao ve de Algarve bölgelerinde yapılan şarap turları, şarap tadımları ve şarap
evi ziyaretleri gastronomi turizminin en güzel örneklerindendir.
Şili
Şili mikroklima, manzara ve üzüm çeşitlerinin
şaşırtıcı yelpazesi ile şarap severler için büyüleyici bir destinasyondur.
Şili mutfağı, muhteşem deniz ürünleri sunan
özellikleriyle dünyada eşsiz bir konuma sahiptir.
Üzüm bağları ve şarap imalathaneleri ile bir
zevk hazinesidir.
Ataca, Coquimbo, Aconcagua, Valle Central ve Del Sur
bölgelerinde yemek ve şarap tadımının yanı sıra ata binme, dağ
bisikleti ve rafting safari gibi sportif aktiviteler de yapılmaktadır.
Kore
Kore Hükümeti, ulusal rekabeti güçlendirmek için
bir araç olarak Harsik (Kore yemeği)’i ve “Harsik dünyadaki insanlar
tarafından sevildi” sloganını kullanmıştır.
2006 yılında yurtdışında 9.000 tane Harsik restoranı
varken, 2017 yılında bu oranın 40.000’e ulaşacağını iddia etmektedir.
“The Taste of Korea” uygulaması ile çaba gösteren Kore
Hükümeti, 2017 yılına kadar Harsik’in dünyanın en iyi beş yiyeceğinden biri
olacağını belirtmektedir
Türkiye Avrupa ve Asya kıtasının tarım arazileri
açısından zengin bir coğrafyası olan Türkiye, çok sayıda kaliteli
tarımsal, yöresel ürüne ve dolayısıyla zengin bir mutfak kültürüne
sahiptir.
Türk mutfağı, Orta Asya’dan beri, çeşitli etnik
kökenli milletlerin bir arada yaşaması sonucu coğrafi
çeşitlilik sayesinde günümüze kadar gelmiş ve yeme-içme
alışkanlıklarındaki farklılıklar, değişik tatlara, lezzetlere sahip olan
Türk mutfağına çeşit zenginliği kazandırmıştır.
Türk mutfağı; uzun ve tarihsel gelişim süreci
sonucunda ortaya çıkan bir mutfak olması bakımından Çin ve Fransız
mutfakları ile birlikte anılan dünyanın üç önemli
mutfağından biri durumuna gelmiştir.
Dünya turizminde ağırlıklı olarak Akdeniz ülkelerinde
gerçekleştirilen gastronomi turları önemli bir yer teşkil etmektedir.
Fransa peynir ve şaraplarıyla, Amerika’nın
California eyaleti şaraplarıyla, İtalya pizza, spagetti ve şaraplarıyla,
İspanya ve Meksika yemekleriyle gastronomi turlarına katılanları kendilerine
çekmektedirler.
Türkiye ise, mutfak
zenginliği açısından söz konusu ülkelerden daha önde olmasına rağmen
mutfağını turizm ürünü olarak kullanamamaktadır
Turizm Yazarları ve Gazetecileri
Derneği’nin (TUYED) yapmış olduğu araştırmaya göre, Türkiye’de yeme-içme
turlarına katılımın sınırlı olduğu ve turlara Fransa, Yunanistan,
Avustralya, Amerika ve Japonya’dan gelen 30-45 yaş gurubundan insanların
katıldığı belirtilmektedir.
İsim olarak ilk akla gelen Fransız mutfağı olmasına
rağmen, İtalyan mutfağı en çok bilinen ve tadılan ulusal
mutfaklardandır.
İtalyan restoranları gibi Çin restoranları da
tüm dünyaya yayılmış durumdadır.
Bunu Fransız, Meksika, Japon, Hindistan ve Vietnam
restoranları takip etmektedir.
Türk mutfağının ise döner dışında ciddi bir başarısı
bulunmamakta ve dünyada Türk yemeklerini sunan çok kaliteli restoran
sayısı çok azdır.
Ancak, restoranlarda “sağlıklı beslenme” adı
altında yeni bir eğilim gelişmektedir.
Bu noktada sağlıklı bir menü oluşturacak özelliğe
sahip Akdeniz ağırlıklı yemekler turizm sektörünün hizmetine yani
gastronomi turizmini geliştirecek şekilde sunulmalıdır.
Son yıllarda Türkiye’de gastronomi turizminin en
az 5 milyar dolarlık potansiyel taşıdığı belirtilirken
Türkiye’de yemek kültürü ve yöresel mutfakları sayesinde yerel
lezzetleri tatmak isteyen turistlerin oranı % 27 artmıştır.
Antakya, Mardin, Şanlıurfa, Adana, Gaziantep, Trabzon,
Konya Bursa, Erzurum, Sivas, Kayseri ve Malatya gibi şehirler büyük ilgi
görmekte ve tatil mekanı haline gelmiştir.
Bunun en önemli nedeni ise, Antakya’nın künefesi, Urfa’nın
çiğ köftesi, Erzurum’un cağ kebabı, Gaziantep’in kuru baklavası, Kayseri’nin
mantısı, Malatya’nın kayısı dolması, Kapadokya’nın şarabı, Edirne’nin ciğeri,
Kahramanmaraş’ın dondurması için düzenlenen gastronomi turlarıdır.
FHS Turizm yeni projesiyle hayata
geçirdiği “Gezgin Damaklar”, damak tadı peşindeki yerli ve yabancı
turistler için “Lezzet ve Kültür Turları” düzenlemektedir.
Gurme turu paketlerinde 60’a yakın yurt içi
destinasyon yer almaktadır.
Ege’de ısırgan otunu ve acı filizi, Akdeniz’in
lagosunu, Karadeniz’in kayganasını ve Güneydoğu Anadolu’nun acısını tatmak
ayrıcalıktır.
“Gezgin Damaklar”, ev yemeklerinin, ün salmış
sokak lezzetlerinin veya esnaf lokantalarının, meşhur şehir restoranlarının
da tanıtıldığı gastronomik kültür turları ile Türkiye turizmine katkı
sağlamaktadır.
Yemek Sanatları Merkezi ’nde (YESAM) uzmanlaşmış
aşçılar ile geleneksel yemek yapılıp sergilenmekte ve 2 saatlik yemek
turunda turistlere, Türk mutfağının tarihi anlatılmaktadır.
Karaköy Güllüoğlu da, düzenlediği üretim turlarıyla
yabancı turistlerin gözdesi olup, İstanbul'a her yıl 5 bin baklava turisti
gelmesini sağlamaktadır.
2,5 saat süren baklava yapımı gösterildiği
baklava turunun fiyatı 40 dolardır
Doors Akademi, “Keşfet, Yürü, Tat ve
Öğren” sloganı ile yöreye özgü lezzetleri tatmanın yanı sıra, yerel
pazarlar, şarap bağları, çiftlikleri ziyaret edilmektedir
Alaçatı Ot Festivali’nde çok sayıda turistler,
tarladan enginar, sarımsak, şevketi bostan, lahana gibi sebzeleri
toplayarak aşçılarla atölyede akşam yemeği hazırlamaktadır.
Ayrıca bu yıl ilki gerçekleşen ‘Alaçatı Kaybolan
Lezzetler Festivali’nde’ Ege bölgesinin günümüzde kaybolmuş lezzetleri
tekrardan üretilerek ziyaretçilere değişik bir deneyim yaşatılmaktadır
2014 yılında Ayvalık Turizm Geliştirme ve Altyapı
Hizmet Birliği (AYTUGEB) tarafından Güney Marmara Kalkınma Ajansı’na
(GMKA) sunulan ve proje yürütücülüğünü Doç.Dr.Ayhan Gökdeniz’in yaptığı “Yaşayan
Mutfak Ayvalık” projesi kapsamında da
Ayvalık’ta Cunda Sokaklarında ‘Yemek Tadın
Etkinlikleri’, ‘Yılın Turizm Oskarları Yemeği ve Toplantısı’, ‘Gurme
Turları ve Butik Oteller Buluşması’, ve ‘Gastronomi Turizmi ve Yöresel
Mutfaklar’ paneli düzenlenmiş ve bölgenin gastronomik bir rota olması
için kamuoyu oluşturulmuştur.
ürkiye’de yöresel mutfaklarla ilgili belli başlı
gastronomik rotaların en göze çarpan örnekleri şunlardır;
-İstanbul ve Bodrum Yemek Turları
-Alaçatı ve Çeşme Lezzet Turları
-Çanakkale, Tekirdağ, Nevşehir ve İzmir’de Bağbozumu
Turları
-Anadolu Gurme Turları
-Kapadokya Şarap ve Yemek Turları
-“Türk Lokumu” ve “Baklava” Turları
-Gaziantep-Urfa-Antakya-Mardin Gurme Turu
-Lezzetin Kalbine Yolculuk: Antakya- Gaziantep
Lezzet ve Kültür Yolculuğu
-Uygar Eskişehir ve Kırım Lezzetleri
-Kültür ve Lezzetin Dört Köşesi:
Şanlıurfa-Gaziantep-Antakya-Adana
-Kültür ve Lezzet Mabedi Antakya
-Cumbalı Konaklar (Safranbolu-Beypazarı) ve
Enfes Tatlar
-“Sakin Şehir” Taraklı’da Lezzet Şenliği
-Termal Keyfi (Bolu-Afyon-Kütahya)
-Damak Tadı Anıtları ve Lezzetleriyle Payitaht
Edirne ve
-Kuzey Ege Mutfağı, Ayvalık ve Cunda’dır.
Tüm bunlara rağmen Türk mutfağının özgün
değerlerinin yeterince iyi tanıtıldığını ve
pazarlanabildiğini söylemek oldukça güçtür.
Kılıç, bunun nedenlerinden biri olarak
Türkiye’deki kitle turizmi anlayışını öne sürmekte ve konu ile ilgili
olarak Şerif Yenen’nin bir anekdotuna gönderme yapmaktadır: Ülkemize gelen turistler genel olarak Türk
yemeklerini beğendiklerini ifade etseler de, en çok neyi beğendiniz diye
sorsanız sayabilecekleri yemek isimleri birkaç yemekle sınırlı
kalıyor:
‘Şiş-kebap, döner, gözleme, baklava’dan
öteye gidemiyorlar.
Bunda, ağırlıklı olarak kitle turizmi yapmamızın
payı da var.
Çünkü kitle turizminde genel olarak her şey dâhil
sistemle çalışıldığı için turistler, yeme içme ihtiyaçlarını otellerde
karşılıyor.
Yani her şey dâhil sistemle ülkemize gelen bir
turist, Türk mutfağını ancak kaldığı otelde çıkan yemeklerle tanıma
fırsatı yakalayabiliyor.
Bu otellerdeki aşçılarımız ise günde yüzlerce
insana kısıtlı bütçelerle yemek hazırlarken ellerinden gelenin en iyisini
yapmaya çalışıyorlar şüphesiz.
Ancak ‘tatmak değil, doymak’ amacına
yönelik hazırlanan bu yemekler hafızalarda kalıcı izler bırakamıyor”.
Buradan hareketle Türk
mutfağındaki tanıtım sorunlarının halen sürmekte olduğunu söylemek
mümkündür.
Bu bağlamda Kuzey Ege mutfağına ilişkin
tanıtım,öncelikli bir turizm politikası haline getirilebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder