REKREASYONDA YÖNETİM FONKSİYONLARI
Yönetimin fonksiyonları aynı zamanda yönetim sürecinin aşamalarını
ifade etmektedir.
Bir yerde yönetim mekanizmasından söz edilebilmesi
için belirli fonksiyonların yerine getirilmesi gerekir.
Bu, aynı zamanda her yöneticinin yerine
getirmesi gereken belirli fonksiyonların olduğu anlamına gelmektedir.
Her yönetimde olduğu gibi rekreasyon yönetiminde de belirli
fonksiyonların yerine getirilmesi gerekir.
Genel olarak yönetimin fonksiyonlarını beş
başlık altında toplanmıştır:
• Planlama
• Örgütleme
• Yürütme
• Koordinasyon
• Kontrol
Planlama Fonksiyonu
Yönetimin en önemli işlevlerinden birisi olan
planlama, amaçların ve bu amaçların elde edilmesi için gerekli olan faaliyetlerin
belirlemesi sürecidir.
Planlama, planı ortaya çıkarmak için sarf
edilen gayretleri ve bir süreç ifade eder.
Planlama; geleceği göz önüne getirme, hedef
koyma, hedeflere ulaşmak için yapılacak eylemlerin belirlenmesi, eylemlerin
tamamlanacağı hedef tarihlerinin tespit edilmesi ve başarı ölçütlerinin
tanımlanması sürecidir.
Bir diğer tanım ile planlama, insanlara ve
kuruluşlara nereye gittiklerini görme imkânı tanıyan, gitmek istedikleri
yere nasıl, hangi yolla ve ne kadar sürede, hangi aşamalardan geçerek
gideceklerini gösteren bir sistemdir.
Planlama yönetim için bir dizi hareketi ortaya
koymaktadır ve planlama sürecinin devamlı nitelikte olduğu
unutulmamalıdır.
Genel anlamda planlama süreci dört aşamadan
oluşmaktadır;
1. Misyon ve vizyonun belirlenmesi,
2. Amaç ve hedeflerin belirlenmesi,
3. Amaçlara ulaştıracak alternatiflerin
belirlenmesi ve karşılaştırılması,
4. Alternatifler arasından en uygununun seçilmesi
ve planın yapılması.
Planlama süreci; Misyon ve vizyonun
belirlenmesi, amaç ve hedeflerin belirlenmesi, amaçlara ulaştıracak
alternatiflerin belirlenmesi ve karşılaştırılması, alternatifler arasından en
uygununun seçilmesi ve planın yapılması aşamalarından oluşur.
Rekreasyon planlaması ise çevre tasarımının
bilgi ve tekniğini, serbest zamanı, açık alanları, enerji ve parayı, insan
ihtiyaçlarına uygun olarak kullanabilme alternatifleri yaratan, sosyal
bilimlerle birlikte kullanarak, insanların serbest zamanları ile mekân arasında
ilişki kuran bir yöntemdir.
Rekreasyon planlamasının en önemli amacı şehir
yaşamı ve çevresinden, el değmemiş doğal kaynaklara kadar uzanan doğal
çevrenin kalitesini yükseltmektir.
Tutarlı bir rekreasyon planlaması, insanların
ihtiyaçlarını ön plana alan ve toplumdaki kişilerin değişik merak, yetenek
ve değerler ile müşterek ilgileri yansıtabilmelidir.
Ancak, öncelikle böyle bir planlamanın
gerekliliği, toplum ve yöneticiler tarafından kabul edilmelidir.
Rekreasyon programları, kullanıcının özellikleri veya
beklentileri dikkate alınarak hazırlanmalıdır.
Zaman, gelir, eğitim, nüfus vb. nitelikler bunların
başında gelmektedir.
Programda, uygulama sınırlılıkları, potansiyel
kapasite ve baskı durumlarında maksimum kullanım üzerinde de durulmalıdır.
Bir spor salonunun ikiye bölünmek suretiyle
birçok spor branşını yapacak insanlara tahsis edilmesi, bu duruma örnek
olarak verilebilir.
Rekreasyonel programlamanın en önemli unsurunu
insan oluşturmaktadır.
Rekreasyonel organizasyonlar da insanların
ihtiyaçlarına ve ilgilerine cevap verebilmek için var olmuşlardır.
Bu durumda programlar; insana karşı değil,
insanla birlikte planlama yaklaşımını benimsemek durumundadırlar.
Rekreasyon planlamasında, planlama amaçlarının gerçekleştirilebilmesi ve
rekreasyon planlamasının kendine özgü nitelik ve koşullarının daha iyi
anlaşılması açısından rekreasyon planlama ilkelerinin bilinmesi
gerekmektedir.
Bu ilkeler, tüm rekreasyon türleri için
planlanmada göz önünde bulundurulması gereken ortak ilkelerdir.
Bu bağlamda rekreasyon planlama ilkeleri şu şekilde
sıralanabilir.
• Uygulanacak planın amacı önceden
saptanmalı ve plan bu amaca uygun olarak hazırlanmalıdır.
• Planların olabilecek en düşük maliyetle
uygulanması sağlanmalıdır.
Planlama bütçesi ile gereksinimler arasında bir
denge kurulmalıdır.
• Yaş, cinsiyet, gelir düzeyi, kültürel
özellikler gibi faktörlere bakılmaksızın tüm bireyler rekreasyonel
etkinliklere katılabilmelidir.
Planlar toplumun bütünü göz önüne alınarak
hazırlanmalıdır.
• Planlama sürecinde bireysel ve bireysel
olmayan gereksinimler tespit edilmeli ve planlar bu gereksinimleri
karşılayacak nitelikte hazırlanmalıdır.
• Planlama sürecinde, rekreasyon faaliyetlerine
katılacak bireylerin ve toplumun nitelikleri, sosyal araştırma yöntemleri
kullanılarak sağlıklı bir şekilde tespit edilmeli ve planlar bu bilgiler
ışığında hazırlanmalıdır.
• Rekreasyonel sistemde ve genel planda bütünlük
sağlanmalı, ilişkili alanlar ve aktiviteler değerlendirilmelidir.
• Var olan mekanın potansiyeli analiz
edilmeli ve planlar mekanın potansiyeli göz önüne alınarak
hazırlanmalıdır.
Mevcut alanın kullanım yönünden en iyi şekilde
değerlendirilmesi için estetik ve fonksiyonel prensipler birlikte
dikkate alınmalıdır.
• Değişen koşullar ve ihtiyaçlar izlenmeli,
planlama bu değişiklikleri önceden kavrayıp, bunlara uyum sağlayacak
nitelikle olmalıdır.
• Rekreasyon planlaması, eğitim, sağlık,
ulaşım, altyapı gibi faktörler göz önüne alınarak yapılmalıdır.
• Rekreasyon kaynaklarının, gelecekteki
gereksinimler dikkate alınarak, korunmasına ve geliştirilmesine ağırlık
verilmelidir.
• Karmaşık düzenlemeler yerine sadelik
tercih edilmelidir.
• Yalnızca planlamanın yapılacağı alanın
değil, tüm çevrenin kalitesine özen gösterilmelidir.
• Rekreasyonel tesisler katılımcıları
rahatlık, sağlık, güvenlik, zevk alma açısından hoşnut edecek şekilde
düzenlenmeli ve yönetilmelidir.
• Bir rekreasyon türü için hazırlanan alan,
farklı rekreasyon türleri için de kullanılabilmelidir.
• Rekreasyon alanları kesintisiz olarak
rekreasyon amacıyla kullanılmalı, bu alanların özel amaçlar için
kullanılmalarına olanak tanınmamalıdır.
Bir rekreasyon türü için hazırlanan alan, farklı
rekreasyon türleri için de kullanılabilmelidir.
Planlama birçok faktöre göre sınıflanmaktadır.
Rekreasyon planlamasında ise genellikle stratejik
planlama kullanılmaktadır.
Stratejik planlama, şu an nerede olduğunuza,
nereye ulaşmak istediğinize buraya en kolay hangi yoldan gideceğinize karar
verme sürecidir.
Stratejik planlama süreci, hedefleri belirlemek
için (nereye gideceksiniz?) bir durum analizi yapmayı (neredesiniz?) ve
bu hedeflere ulaşmak için taktikler belirlemeyi (nasıl gideceksiniz?) içermektedir.
İşletmenin başarısını artırmaya yönelik
olarak yapılan stratejik planlar çeşitli özelliklere sahiptirler;
• Stratejik planlama, örgütün iç ve dış
çevresini irdelemesine yöneliktir.
• Stratejik planlama şu anda alınacak
kararların geleceği ile ilgilenir ve neden-sonuç ilişkisine bağlı olarak
değişim yapılabilir.
• Stratejik planlama davranış ve uygulamayı
ön plana alır.
Esnek olduğu için her an ortaya çıkabilecek
sürprizlerle baş etmede etkilidir.
Uygulanmayan veya uygulanmayacak bir plan
değildir.
Planlar, etkili davranışlar geliştirilmesinin
sadece araçlarıdır.
• Stratejik planlama devamlılık gösteren bir
süreçtir.
Kurumun amacı belirlendikten sonra, izleyeceği
politikalar ve strateji belirlenir ve bunun için detaylı planlar yapılır.
• Stratejik planlamanın uygulanması her
durumda önerilmez.
Eğer bir örgütte işler kötüye gitmeye başlamışsa
ve örgüt içinden çıkılmaz sorunlara saplanmışsa, stratejik planlama etkili
olamaz.
Stratejik planlama iyi ya da kötü çevreyle bir
etkileşimi olan, kaosa sürüklenmemiş örgütleri daha parlak bir
geleceğe taşımak için kullanılabilir.
Stratejik planlama, örneğin; iflas durumundaki bir
şirket ya da kurumu kurtarmanın aracı olamaz.
• Stratejik planlama bir davranış şeklini ifade
eden plan felsefesidir.
Stratejik planlamanın başarılı olması, kurumdaki
yönetici ve çalışanlarca onun yönetimin bir parçası olduğuna inanılmasına
bağlıdır.
Bununla birlikte eğer bir örgüt ya da kurumda önemli
karar merkezlerinde bulunanlar gerekli becerilerden, kaynaklardan ve gelişime
yönelik bir inançtan yoksunsa stratejik planlama bir zaman ve kaynak
israfı olabilir.
• Sistematik bir stratejik planlama, sürelerine
göre planlama türlerini birbirine bağlayan bir yapıdadır.
Stratejik planlama; şu an nerede olduğunuza, nereye
ulaşmak istediğinize ve buraya en kolay hangi yoldan gideceğinize karar
verme sürecidir.
Örgütleme Fonksiyonu
Örgütleme, yönetim unsurlarından ikincisi ve en
önemlilerindendir.
Planlama aşamasından sonra sıra örgütü kurmaya
gelir.
Bu aşamada örgütün biçimsel yapısı, diğer bir
ifade ile örgütün iskeleti oluşturmaktadır.
Bu yapı, yetki ve sorumlulukların dağılımını, ast üst
ilişkilerini ve iletişim ağını gösterir
Bu yapı olmadan örgütün sağlıklı bir şekilde
çalışabilmesi ve faaliyetlerini verimli olarak sürdürebilmesi mümkün değildir.
İyi bir örgütleme; görev ve yetkilerin doğru bir
şekilde dağıtılmasında, kimin hangi işi nasıl, ne zaman ve ne şekilde
yapacağının belirlenmesinde ve değişen koşulları takip ederek örgütün bu
koşullara hazırlamasına yön verir.
Örgütleme, yapıyı kurma, kadrolama ve donatım
eylemleridir.
Örgütleme aşamasında yapının kurulması
için örgüt modellerinden yararlanılır.
Bu modeller genel olarak dik ve yatık olmak üzere iki
grupta toplanır.
Dik model, yatık modele göre iletişim ve
koordinasyon problemlerine sahiptir.
Dik modelde yöneticiler astları üzerinde daha
yoğun bir kontrol gücüne sahiptir ve otorite genel olarak hiyerarşinin
tepesinde yoğunlaşmış durumdadır.
Yatık modelin sağlıklı bir şekilde işlemesi için
ise yetkin ve girişken yöneticiler gerekmektedir.
Örgütlerin verimli ve başarılı olmaları için örgütleme
ilkelerine göre kurulması gerekmektedir.
Örgütlenme ilkeleri şu şekilde sıralanabilir;
• Amaç Birliği İlkesi;
Her işletme belirli bir amaç doğrultusunda kurulmuştur
ve işletmelerin bütün bölümlerinin bu amaç doğrultusunda hareket
etmeleri gerekmektedir.
Diğer bir ifade ile organizasyondaki her kademe, belirlenmiş
bir amacı benimsemek zorundadır.
• Faaliyetlerin Tanımlanması İlkesi;
İşletmeler amaçlarına ulaşabilmeleri için gerekli olan
faktörlerin belirlenip bunların gruplara ayrılması gerekmektedir.
• İş Bölümü ve Uzmanlaşma İlkesi;
İşlerin parçalara ayrılarak kişilerin uzmanlık
alanlarına göre yapılmasını ifade eden bu ilkeye göre daha verimli
sonuçların alınması amaçlanmaktadır.
• Kumanda Birliği İlkesi;
Her birey sadece bir üstten emir almalıdır.
Bu ilkenin temel amacı bir astın birden
çok üstten emir almasını önlemektir.
Ancak iş yaşamında bu bağlantının kurulması oldukça
güçtür.
Bu yüzden kumanda birliği ilkesi, hangi üstün yetkili
olduğunu açıkça belirtmelidir.
• Hiyerarşi İlkesi;
Bir sistemi oluşturan birimlerin, ast ve üst şeklinde sıralanması
olarak tanımlanabilmektedir.
• Yetki ve Sorumluluk İlkesi;
Karar verme ve diğer bireyleri harekete geçirme hakkı
olarak tanımlanabilen yetki, emir verme hakkı ve uymaya zorlama gücüdür.
Sorumluluk ise;
yöneticileri ilgilendiren faaliyetleri başarma
yükümlülüğünü ifade etmektedir
• Yetki ve Sorumluluğun Denkliği İlkesi;
Yetki ve sorumluluk birbirine denk olmalıdır.
• Yönetim Birliği İlkesi;
Aynı amaca hizmet eden birimlerin belirli bir plan
dâhilinde bir yönetici tarafından üstlenilmesi anlamına gelen bu ilkeye
göre, her yöneticinin denetleyeceği ast sayısı belirlenir.
Yöneticiye kontrol edebileceğinden çok sayıda ast
bağlanması durumunda yönetici etkili bir şekilde astlarını denetleyemez.
Bu doğrultuda; her grup, bölüm, birim ya da alt
birimlerin yönetiminden tek bir kişinin sorumlu olması söz konusudur.
• Değişebilirlik İlkesi;
Örgütün içinde bulunduğu ortam sürekli bir değişim
halindedir.
Dolayısıyla örgütünde bu değişime ayak
uydurabilmesi ve değişen şartlara karşı sürekli değişebilir nitelikte
olabilmesi gerekmektedir.
Yetki, emir verme hakkı ve uymaya zorlama gücüdür.
Sorumluluk ise; işe ilişkin faaliyetleri başarma
yükümlülüğüdür.
Rekreasyon yönetiminde örgütleme, yapılacak çalışmalar
için birimler arasında gerekli iş bölümünün ve işbirliğinin yapılabilmesi
için yetki ve sorumlulukların belirlenmesidir.
Birimlere ayırma, rekreasyon yönetiminde örgütleme
fonksiyonunun en önemli öğesidir.
Amaçları ve hedefleri belirleyerek planlama yapan
rekreasyon yöneticisinin yapması gereken en öncelikli iş, kimlerin hangi
çalışmaları yürüteceğini belirleyerek bir organizasyon biçimi oluşturmaktır.
Rekreasyon yönetiminde yürütülmesi gereken işlerin çok
çeşitli ve değişken olduğu kabul edilmektedir.
Ancak temel işlevlerin belirlendiği bir
örgütleme modeline gidilmesi, çalışanların disipline edilmesi ve amaçlara
ulaşılması açısından önemlidir.
Bunun için gerekli işlevler aşağıdaki şekilde
sıralanabilir;
1. Program:
Örgütün etkinliklerinin belirlenmesi
ve bölümlendirilmesidir.
2. Yapılandırma ve
Bakım:
Bu işlev genellikle “parklar”, “planlama
ve geliştirme” ya da “inşa ve bakım” olarak tanımlanmaktadır.
3. Özel Servisler
(Hizmetler):
Özel alanların belirlenerek, niteliklere
ayrılması işlemidir.
Örneğin; kamplar, marinalar, golf
kursları, su servisleri, stadyumlar, müzeler, hayvanat bahçeleri vb.
4. Finans ve
Muhasebe:
Finansal kayıtların tutulması ve
organizasyonun farklı birimlerinin bütçelerinin hesaplanması için gereklidir.
5. Personel:
Bu işlev çalışmaların etkili ve verimli
olarak yürütülmesi için birimlerde çalışacak personelin niteliklerinin,
sayısının ve yapacakları işlerin belirlenmesidir.
Yürütme Fonksiyonu
Yönetim süreçleri içerisinde yönetimin yerine
getirmesi zorunlu temel evrelerden biri yürütme fonksiyonudur.
İşin fiilen yapılması yükünü, yönetim
hiyerarşisinin en aşağı basamaklarında bulunan kişiler taşır.
İnsanları verimli bir şekilde çalıştırabilmek
için ise insan unsurunun özelliklerinin iyi bilinmesi önemlidir.
Yürütme fonksiyonunun özelliği ve önemi,
konusunun insan olmasından ileri gelmektedir.
Yönetici sadece plan yapmakla kalmaz, ayrıca
birlikte çalıştığı insanlara işlerini dağıtır ve yapılacak olan işleri kimin
yapabileceğini belirler.
Bu bağlamda yürütme fonksiyonunun, yerine
getirilmesi en güç ve en önemli fonksiyon olduğu söylenebilir.
Yürütmenin birçok farklı anlamı bulunmaktadır.
Yürütme, örgütün amaçları doğrultusunda
personeli çalıştırabilmektir.
Diğer bir ifade ile insanların belirli bir amacı
gerçekleştirebilmesi için onları hazırlama sanatıdır.
Yürütme, etkileme, güdüleme, yönlendirme ya da
motive etme; örgüt çalışanlarının planlanan amaçlara ulaşmak için amaçlar
doğrultusunda çalışmasıdır.
Yürütme, örgütlemenin ete kemiğe büründürdüğü,
planlama tarafından belirlenen işi gerçekleştirmek üzere harekete geçirmeye
yönelik faaliyetlerdir.
Bu tanımalara bağlı olarak işletme öncelikle
belirli bir amaç belirlemeli, amaca ulaşmak için gerekli kaynakları temin
etmeli, uygulayacağı yönteme uygun plan yapmalı ve bu planını amaç
doğrultusunda harekete geçirmelidir.
Bununla birlikte yönetim fonksiyonlarından ilk ikisi
olan planlama ve organizasyon fonksiyonları yürütme fonksiyonuna
göre daha statik bir özellik taşırken, yürütme fonksiyonu dinamik bir
süreçtir.
Planlama ve örgütleme daha çok kâğıt üzerinde
gerçekleşirken, emir komuta safhasında ast- üst ilk kez karşı karşıya
gelmektedir.
Planlama ve organizasyon fonksiyonları yürütme
fonksiyonuna göre daha statik bir özellik taşırken, yürütme fonksiyonu dinamik
bir süreçtir.
Yürütme, yöneticinin astlarının faaliyetlerini
etkilemesi ve onlara ne yapmaları gerektiğini bildirmesiyle ilgili bir yönetsel
faaliyettir.
Yürütme süreci bazı faaliyetlerden oluşmaktadır.
• Faaliyetlerin başlatılması ve yürütülmesi
• Emir ve talimatlar
• Liderlik
• Astların teşvik edilmesi ve etkileyici
bir iletişim
Belirtilen faaliyetlere göre yürütme fonksiyonu,
süreklilik arz eden bir süreçtir ve çalışanların motivasyonları, aralarındaki
iletişimleri, emir ve talimatları ile yöneticilerin özellikleri, yürütme
fonksiyonunun önemli parçalarıdır.
Yürütmenin temel amacı birey ile örgütün
bütünleşmesini sağlayarak bu iki gurubun amaçlarına en üst düzeyde
ulaşmalarını sağlamaktır.
Bu niteliği ile yöneltme işlevinin konusunu
insanlar ve onların davranışları oluşturur.
Örgüt içindeki ya da örgüte ait insan dışındaki diğer
unsurlar motive edilemez ve amaçlar doğrultusunda yönlendirilemez, etkilenemez.
Örgütlerin insan unsuru dışındaki özellikleri,
insan unsuru istenilen nitelikte olmadığı sürece, amaçlara ulaşmak ya da
başarılı olmak mümkün değildir.
Bunun en temel nedeni, örgütün parasal gücünü ve
teknik donanımlarını kullanacak da insan unsurudur.
Yürütmenin temel amacı birey ile örgütün
bütünleşmesini sağlayarak bu iki gurubun amaçlarına en üst düzeyde ulaşmalarını
sağlamaktır.
Motivasyonun gerçekleştirilebilmesi için
yöneticinin belli özelliklere sahip olması gerekir.
Yöneticinin çalışanları yönetebilecek
eğitime, donanıma bazı özelliklere sahip olması gerekir.
Yönetimin bu yönü, yönetimin sanatsal yönü
olarak nitelendirilir.
Etkin bir yöneltme sisteminin kurulabilmesi için
ise bazı şartların yerine getirilmesi gerekmektedir.
Bu şartlar şunlardır;
1. Takım ruhunu
gerçekleştirmek gerekmektedir.
Yönetici başka kişilerin aracılığı ve
yardımıyla iş başaran kişidir.
Özellikle araç olarak insanları kullanma
zorunluluğu, yöneticiliği zorlaştıran bir faktördür.
Bireyler örgüt içinde örgütün amaçlarına hizmet edici
yönde çalışırlarsa örgüt başarılı olabilir.
Bu ancak bireyin istekleri, arzuları ve
hedefleri iyi bir biçimde dikkate alınırsa iyi olur.
Örgüt içinde bireyler tek tek çalışma
yerine gruplar halinde çalışırlar.
Bu bakımdan bireyleri aynı zamanda gruplar
halinde düşünmek gerekir.
2. Personeli iyi tanımak.
Yönetici başarılı olmak istiyorsa birlikte
çalıştığı kişilerden en yüksek verimi almak zorundadır.
Bunu yapabilmesi için çalıştırdığı personelini
yetenekleri ve nitelikleri bakımından çok iyi tanımak zorundadır.
3. Görev kişiliği gelişmemiş kişileri
örgütten uzaklaştırılmalı.
Örgütte diğer personele kötü örnek olan,
zihni ve manevi nitelikleri bakımından uygun olmayanları kuruluştan
uzaklaştırmak gerekir.
4. Personel ile kurum arasındaki ilişkileri
yakından tanımak.
Personel kuruma bir anlaşma ile
bağlanmıştır.
Yöneticiler; personel ve işverenin birbirine karşı hak ve
çıkarlarını savunmada tarafsız olmalıdır.
5. Yönetici çevresine iyi bir örnek teşkil
etmelidir.
Örgüt içinde disiplinli ve düzenli bir
çalışma ortamı sağlamak için yönetici iyi bir örnek teşkil etmelidir.
Astların işine dikkat etmesi, özenli çalışması gibi
durumların sağlanması için yöneticinin bu niteliklere kendisinin sahip olması
gerekir.
6. Personeli
devamlı teftiş ve denetim altında tutmalıdır.
Yönetimde genellikle benimsenen bir ilke,
verilen kararların uygulanıp uygulanmadığını veya değiştirilmelerinin
gerekip gerekmediğini saptamak üzere ilgililerin izlenmeleri şeklindedir.
Yönetici verdiği kararların yerine getirilip
getirilmediğini izlemek zorundadır.
7. Yönetimde danışma sisteminin
kurulması.
Yönetici üst düzeyde faaliyet
gösterdiğinden her konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmayabilir.
Konular hakkında bilgi sahibi olabilmesi veya yerine
karar verebilmesi astlarına veya yardımcılarına danışmakla olur.
Danışmalı yönetimin sonunda planlanan hedeflerin
gerçekleşmesi sağlanır.
8. Yönetici ayrıntı
içinde boğulmamaya dikkat etmelidir.
Yönetici kurumun gelecekteki durumunu
dikkate alan ileriye dönük faaliyetleri yürüten temel unsurdur.
Yönetici ayrıntıya boğulursa kurumun beyni
olarak yapması gereken işleri gereği gibi yürütemez.
Koordinasyon Fonksiyonu Koordinasyon, ortak
amaçları gerçekleştirebilmek için, organizasyonun farklı birimlerini
birbirine bağlamak ve bütünleşmiş bir hale getirmek anlamına gelmektedir.
Koordinasyon ya da diğer adıyla eş güdümleme,
işletmenin bölümleri arasında, bu bölümlerin kendi içinde ve işletmenin içinde
yaşadığı çevreyle uyumun sağlanmasına yöneliktir.
İşletmenin başarısı bu uyuma bağlı olarak
şekillenmektedir.
Tek kişinin veya bölümün başarısı, bütünün
başarılı olması için yeterli değildir.
Benzer şekilde çevreden bağımsız olarak hareket
eden bir işletmenin başarılı olması düşünülemez.
Dolayısıyla koordinasyon hem işletmenin içine hem
de dışına yönelik olarak düşünülmelidir.
Koordinasyon; ortak amaçları gerçekleştirebilmek için, organizasyonun
farklı birimlerini birbirine bağlamak ve bütünleşmiş bir hale getirmek
anlamına gelmektedir.
İşletmede etkin bir koordinasyonun oluşturulması için
temel olarak, basit bir örgüt yapısının kurulması, plan ve programların
uyumlaştırılması ve iyi bir haberleşme kanalının oluşturulması gerekmektedir.
Her geçen gün büyüyen ve karmaşıklaşan
işletmeler, koordinasyon fonksiyonunun öneminin artmasına neden olmuştur.
Koordinasyon fonksiyonunun düzgün ve etkin bir şekilde
işleyebilmesi için bir takım ilkelere uyulması zorunludur.
Bu ilkeler şu şekilde sıralanabilir;
• İlgili sorumlu kişiler arasında doğrudan
görüşme ile koordinasyon sağlanmalıdır.
• Planlama yapılırken ve politikalar
kararlaştırılırken özellikle başlangıçta, iş birliği sağlanmalıdır.
• Bir sorun ile ilgili bütün etkenlerin
karşılıklı olarak birbirleri üzerine olan etkileri göz önüne alınarak
koordinasyon yapılmalıdır.
• Uyum ve süreklilik açısından iyi
düzenlenmiş haberleşme yöntemlerinin kullanılması gereklidir.
• Koordinasyon sürekli bir işlem olarak
düşünülmelidir.
Belirtilen ilkelere göre ilgililer, birbirlerinin ne
düşündüklerini bilemedikçe ve kendi davranış ve çabalarının diğer kişiler
üzerindeki etkilerini kavrayamadıkça, koordinasyonun sağlanması oldukça zordur.
Ayrıca bir planın başlangıcından sonuna kadar
nelerin yapılıp yapılmayacağının, ilgililer tarafından belirlenmesi de koordinasyon
için önemlidir.
Ayrıca koordinasyonun sürekli bir iş olduğu
unutulmamalıdır.
Eşgüdüm rekreasyon yöneticisi için karmaşık bir
görevdir ve oldukça yüksek bir yönetim becerisi gerektirir.
Koordinasyondan öncelikle her düzeydeki
yöneticilerin sorumlu olduğu unutulmamalıdır.
Bununla birlikte bütün rekreasyon sistemleri
belli bir forma ve yapıya sahiptir.
Eşgüdüm, çalışanların karar verme sürecine
katılımlarının sağlanmasıyla en üst düzeyde başarıya ulaşır.
Rekreasyon sistemleri için ileri sürülen eşgüdüm
yöntemleri şunlardır;
• Etkili Eşgüdüm
• Gönüllü Eşgüdüm
• Personel Bağlantıları
• Komitelerin Kullanımı
• Personel Toplantıları
Rekreasyon sistemleri için ileri sürülen eşgüdüm
yöntemleri; etkili eşgüdüm, gönüllü eşgüdüm, personel bağlantıları, komitelerin
kullanımı ve personel toplantıları şeklindedir.
Kontrol Fonksiyonu
Yönetim biliminin en son evrensel öğesi olan
denetim fonksiyonu; yönetimin amaçları doğrultusunda planlanan ve
yapılması istenen faaliyetlerin yapılıp yapılmadığını, yapılmış ise ne kadar
doğru, etkin ve verimli yapıldığını, yapılmamış ise neden yapılmadığını kontrol
etmek olarak tanımlanmaktadır.
"Denetimsiz yönetim olmaz" yaklaşımı,
denetim fonksiyonunun yönetim için ne kadar gerekli olduğunu ortaya
koymaktadır.
Denetim işlevinin yapılabilmesi için öncelikle
planlamanın yapılmış olması gerekmektedir.
Planlarda belirlenen amaçlardan ne kadar
sapmalar olduğu belirlenmelidir ve bu sapmalar belirlendikten sonra düzeltici
tedbirlerin alınması gerekmektedir.
Bununla birlikte gerekiyorsa planlar
değiştirilmelidir.
Ayrıca denetim standartları ile işletmenin
amaçları uyumlu olmalıdır.
İyi bir denetim, örgüt etkinliğinin hem sonuncu
hem de başlangıç noktasıdır.
Bununla birlikte sağlıklı bir denetim
fonksiyonun sahip olması gereken özellikler şu şekilde sıralanmıştır ;
• Anlaşılabilirlik
• Esnek Denetim
• Örgütsel Uygunluk,
• Ekonomiklik
• Tarafsızlık
• Bütünsellik,
• Stratejik Noktaların Denetimi.
Denetimin temel amacı; örgütü planlanan amaçlar
doğrultusunda sürekli motive etmek olmalıdır.
Bunun için de yöneticiler ve denetim elemanları,
bulundukları, çalıştıkları ve sorumlu oldukları örgütü denetlerken
öncelikli görevlerinin, örgütün tümünü düşünerek, her şeyin amaçlar
doğrultusunda olması gerektiğini düşünmeleri, bu anlayışa göre hareket etmeleri
gerektiği şeklinde olmalıdır.
Rekreasyon yönetiminde denetim fonksiyonu diğer
işletmelere benzer nitelik taşımaktadır.
Bütün rekreasyon sistemleri çalışmaların bitiminde
sınanmalıdır.
Bu, sistemlerin daha etkili ve ekonomik çalışmalarına
yardımcı olur.
Denetim; rekreasyon sistemlerinin belirlenen
plana göre çalışıp çalışmadığının, hedeflere ulaşıp ulaşılmadığının, görev
ve sorumlulukların gereğince yerine getirilip getirilmediğinin ve kalite
standartlarına ulaşılıp ulaşılmadığının kontrol edilmesidir.
Denetim; planlama, örgütleme, yöneltme ve koordinasyon
çalışmalarının tamamen bitirilmesinden sonra yapmak yerine, sürekli yapılması
gereken bir süreç olmalıdır.
Denetim çalışmaları şu bileşenlerden oluşmaktadır;
• Raporlar
• Ölçümler
• Doğrudan Gözlem
• Personel Konferansları
• Bağımsız Araştırmalar
Denetim fonksiyonu; yönetimin amaçları doğrultusunda
planlanan ve yapılması istenen faaliyetlerin yapılıp yapılmadığını,
yapılmış ise ne kadar doğru, etkin ve verimli yapıldığını, yapılmamış ise neden
yapılmadığını kontrol etmek olarak tanımlanmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder